Mesajı Okuyun
Old 13-11-2009, 22:00   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan norm
Merhaba herkese.
Benim bir sorum olacak. Hizmet tespit davalarındaki işkanunlarının hakimlerce yanlış yorumlanarak amacının ötesinde geçmesi durumunu birçok işveren vekilliği yapan avukat arkadaşlarımca bilinmektdir. Ben çok daha vahim birşey sormak istemekteyim size. bu konuda elinde karar olanlar yardımcı olabilirse çok memnun olurum.
Şöyle ki; müvekkilim olan firmanın mağazasında çalışan bir mağaza sorumlusu, bir arkadaşını yanında çalıştırmış kendisine yardımcı olması için. Ancak o kişi daha sonra hizmet tespit davası açmış. Müvekkille herhangi bir bağlantısı olmadığı gibi, resmi veya gayri rsmi bir ilişkisi de yok. Ancak asıl mağaza sorumlusunun da şahitliği eşliğinde kendisinin burada çalıştığı söylenmekte. Tabi civardan bir şahit de bulunmuş.Oysa ki o tanık kişinin orada çalıştığını söylerken müvekkille herhangi bir bağlantısını belirtememekte. bu kişi mağaza sorumlusunun arkadaşı olabileceği gibi, gerçektn şirketin kendisini çalıştırdığına inanmış birisi d olabilir. Yani müvekkilin bilgisi dışında yanına birini almış ve o kişiye maaşının şirketçe ödnmiş olduğunu söylemiş olabilir. mağaza kayserid olduğundan dolayı Müvekkil durumdfan bihaber. tanık da onlar lehine tanıklık yapacak. Böyle saçma sapan bir durumda dahi müvekil firma zan altında kalıp haksız yere belki de tanımadığı birine para ödeyecek. Bu konuda bana yardımcı olabilcek kimse var mı?
teşekkürler

Sayın meslektaşım,

Bence burada tuhaf olan, mağazasında çalışanları kontrol edemeyen (ve bu nedenle kimin çalıştığını dahi bilmeyen!) ve esasen TTK.20/II. maddenin emri uyarınca her işinde "basiretli davranmak zorunda" olması gereken müvekkilinizdir.

Müvekkilinizin mağazalar zinciri olsa bile bu durum değişmez. Basiretli bir tacir, başka şehirde bile olsa mağazalarını da denetlemek zorundadır.