Mesajı Okuyun
Old 06-11-2009, 09:46   #2
Tuğçe AYMEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan senemü
Lütfen dikkatle okuyunuz biraz karışık. Birbirine benzeyen 2 ayrı durum söz konusudur.
1) A şirketi, B şahsı emrine bir senet düzenlemiştir. Anılan senette A şirketinin yetkili temsilcisi kaşe üzerine ve açığa imza atmış; bu senede C kefil olmuştur. Senedin arka yüzüne de yine A şirketinin yetkili temsilcisi isim ve imzasını atmış, altınada C isim ve imzasını atmıştır. Bu durumda keşideci ve kefil aynı zamanda cirantada olmuşlardır. (B sadece lehtar, cirosu yoktur.)
1.1) Lehtar B, bu çeki icraya koyabilirmi? Koyabilirse dayanağı nedir?
1.2) A ve C'nin hem borçlu keşideci hemde ciranta olmaları neyi ifade etmektedir?
1.3) Ciro silsilesinde kopukluk varmıdır?
2) A şirketi, A şirketinin yetkili temsilcisi emrine bir senet düzenlemiş; anılan senette A şirketinin yetkili temsilcisi kaşe üzerine ve açığa imza atmış; bu senede C kefil olmuştur.Senedin arka yüzüne de yine A şirketinin yetkili temsilcisi isim ve imzasını atmış, altınada C isim ve imzasını atmıştır. Bu durumda keşideci hem lehtar hem ciranta olmuştur. (B EN SON CİRANTADIR)
2.1)Son ciranta B, SENEDİ icraya koyabilirmi?
2.2)Keşidecinin lehtar olması neyi ifade etmektedir?
2.3)Ciro silsilesinde kopukluk varmıdır?
Hepimiz için aydınlatıcı bir konu oladuğunu düşündüm. Etraflıca tartışırsak çok iyi olacak. Şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımla

1. olayda A şirketi keşideci; B lehdar; C de avalisttir. Anlatılanlar çerçevesinde ciroda kopukluk vardır. Çünkü ilk cironun lehdar tarafından yapılması gerekir. Bu çerçevede A ve C ciranta değillerdir. Şayet olsa idiler düzenleyen esasen senedi ödeyecek kişi olduğundan hak donmuş olacaktı ve bu durumda sizin takip yapmanıza gerek kalmayacaktı. Dolayısıyla bu senette B; Düzenleyen A ve Avalist C' ye karşı takip yapabilecektir.

2. Olayda ise durum biraz farklıdır. Bu senette yine A şirketi düzenleyen; A şirketinin yetkili temsilcisi lehdar; C de avalisttir. Arka tarafta ise lehdar olan A şirketinin temsilcisinin imzası bulunduğundan burada bir kopukluk bulunmamaktadır. Ancak burada sizin belirttiğinizden farklı olarak A şirketi hem lehdar hem de ciranta olmamıştır. Çünkü yetkili temsilci kendi adına ciro yapmıştır. Şayet şirketi adına yapmış olsaydı yine ciroda kopukluk olacaktı. Burada şu hususun karıştırılmaması gerekir. Şirketler tüzel kişiliğe sahip olduklarından organları aracılığı ile temsil edilirler. Nitekim olaydaki şirketin de bir yetkili temsilcisi bulunmaktadır. Ancak yetkili temsilcinin her imzası bu imzanın şirket adına atıldığını göstermez. Dolayısıyla 2. olayda iyetkili temsilcinin ikinci attığı imza, lehdar olarak attığı ve ciro niteliği taşıyan bireysel imzasıdır (şirket kaşesinin altına atılmamış). Bu durumda ciroda kopukluk yok. Sonrasında anladığım kadarıyla C de bir ciro yapmış (yetkili temsilciye de aval vermiş olabilir) ve senet son olarak B nin eline geçmiştir. Burada yapılmak istenen yine anladığım kadarıyla senede dayalı alacağın tahsil edilebilme kabiliyetinin arttırılmasıdır. Yani hem şirketin hem yetkili temsilcinin sorumluluk altına sokulmasıdır. Oysa ki ilk olayda sadece şirket sorumludur. Çünkü yetkili temsilci şirket adına imza atmıştır. Sonuç olarak B hem şirkete hem yetkili temsilciye hem de C ye karşı takip yapabilecektir.

Olayın ayrıntıları bilmediğimden bir hususu daha belirtmek isterim. Özellikle 2. olay açısından TTK m. 334'ün de göz önünde bulundurulması gerekecektir.

İyi çalışmalar...