Mesajı Okuyun
Old 03-11-2009, 12:33   #3
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Merve
Öncelikle herkese merhabalar,

Bu konu ile ilgili tüm başlıkları incelememe rağmen, tam olarak sorunumun karşılığını bulamadığımdan yeni bir soru sorma ihtiyacı ile görüşlerinizi bekliyorum.
Sorun şöyle;
20 senelik evli olan çift, yaklaşık 1,5 sene önce, kendi kullanımları için özenerek bir ev yapıyorlar. bu evde 1 sene boyunca çocukları ile birlikte yaşıyorlar. ancak koca, eve dair borçları ödeyemediğinden bahisle bu evi eşinin rızası olmadığı halde 3. kişiye satıyor. bu arada 3. kişi eşin rızası olmadığını biliyor fakat evi alıyor. bu durumdan haberdar olan kadın sırf bu yüzden eşine boşanma davası açıyor. koca evden ayrılıyor. bu arada tapuda evi devralan 3. kişi, kadına bir ihtarname göndererek, kadının evden çıkmasını istiyor. biz bu noktada olaylara dahil oluyor ve davacı kadın adına devreye girerek aile mahkemesinde tapu iptal tescil davası açıyoruz. fakat bu davadan haberdar olan eş ve 3. kişi bir arada hareket ederek, kadının evde olmadığı bir sırada evin kapısı kilitli olduğu halde kilidini kırarak, kadına ait olan özel eşyalar da dahil olmak üzere, tüm eşyalarını evden çıkartıyorlar. bu esnada biz polise haber verdik ve savcılığa suç duyurusunda bulunduk. ancak bundan sonra ne yapacağımızı bilemiyorum. MK'nun 169. maddesi ile ilgili nasıl bir uygulama yapılıyor. bu konudaki bilgilerinizi ya da görüşlerinizi almak istiyorum.
Saygılarımla.


TMK md.1023 gereği tapu kaydına güvenerek bir ayni hakkın kazanılmasında iyiniyetin korunacağı tartışmaya yer vermeyecek biçimde ifade edilmektedir.Diğer eş üçüncü kişilerin iyiniyetle ayni hak kazanmasını önlemek istiyorsa bu şerhi verdirmek zorundadır.Ancak üçüncü kişinin iyiniyeti sadece tapu kayıtlarına göre tayin edilmez.Üçüncü kişi tapu kayıtları dışında hukuksal işlem konusu konutun aile konutu olduğunu bilebilir ya da bilmesi gerekebilir.Bu durumda iyiniyetten söz edilemez.


Benim merak ettiğim kötü niyeti nasıl ispatlayacaksınız?


169 a göre en yaygın önlem tedbir nafakasıdır. Başlangıçta istememişseniz bile, hatta istemeyeceğinizi söylemişsiniz bile hakimin tedbir nafakası konusunda resen karar yetkisi ve sizin de talep hakkınız vardır.


Ayrıca bakın şu linkte ve aşşağıda kırmızıyla vurguladığım yerde http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=42929 sayın Av. Habibe Yılmaz KAYAR'IN çok güzel bir yönlendirmesi de mevcut tedbirler hakkında:

1-Boşanma davasında talep edilen nafaka ve tazminatlar için güvence oluşturmak ve belirlenen miktarla sınırlı olmak üzere karşı tarafın mal varlığına tedbir kararı verilmesi mümkündür.

2-Boşanma davasının içinde harcı verilerek bağımsız bir dava olrak "tasarruf yetkisinin sınırlandırılması" talep edilebilir ve tedbir istenebilir.

3- Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev Ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 6/b gereği de gerekli önlemlerin alınması mümkündür.

------------------

Av.Habibe YILMAZ KAYAR
İstanbul