Mesajı Okuyun
Old 30-10-2009, 11:25   #6
üye31284

 
Varsayılan

Ancak kararın kesinleşmesi için bir an önce gerekenler yapılmalı tabiki, karar kesinleşmesi sürünceme de kalırsa tedbir nafakasının arttırımı için ayrı bir dava bile açılabiliyormuş bakın:

730 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 81 • Sayı: 2 • Yıl 2007
Fatih 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/776 Esas sayılı dava dosyası
nın incelenmesinde; davalı (koca) tarafından, evlilik birliğinin temelinden
sarsılması nedeniyle, boşanma davası açıldığı; mahkemece, davanı
n açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın taraşara tebliğ edilmedi
ği dolayısıyla kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Davada; boşanma davasında ara kararı ile davacı (kadın) ve müşterek
çocuk lehine hükmedilen aylık 50 'şer milyon lira tedbir nafakasının,
artırılması istenilmektedir.
Boşanma davası açılmakla (TMK'nın 169. maddesi) davacı (kadın) ayrı
yaşamaya hak kazanmıştır. Açılmamış sayılmasına ilişkin karar kesinleşmemiş
olduğuna göre, davacı kendisi ve çocuk lehine hükmedilen tedbir
nafakasının artırılmasını yeni bir dava ile mahkemeden isteyebilir.
Mahkemece, taraşarın halen aynı evde birlikte yaşadıklarından söz edilerek
istemin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, eşler birlikte yaşarken de; TMK'nın 196/1. maddesi gereğince
ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkının belirlenmesini
mahkemeden talep edebilirler.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazı
lı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
13.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.