Mesajı Okuyun
Old 28-09-2006, 22:39   #6
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

HD 02, E: 2004/001988, K: 2004/003092, Tarih: 11.03.2004
[*]SOYBAĞININ REDDİ[*]HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla, baba arasındaki soybağı ise; ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içersinde doğan çocuğun babası kocadır. Koca soybağının reddi davası açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava anaya ve çocuğa karşı açılır. Çocuk evlilik içersinde ana rahmine düşmüş ise kocanın baba olmadığını isbat etmesi gerekir. Koca bu davayı doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açması gerekir. Gecikme haklı sebebe dayanıyorsa, bir yıllık sürenin sebebin ortadan kalktığı tarihten başlaması gerekir.Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlemesini ana ve çocuk isteyebilir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuk ile başka erkek arasında soybağı ilişkisi varsa maddede öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten işlemeye başlar.


(4721 s. MK. m. 39, 282, 284, 285, 286, 287, 303) (4722 s. MKYUŞHK. m. 20)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı 27.4.1998 tarihli dilekçesinde; evlilik birliği içersinde; evlilik birliği içersinde dünyaya gelen 5.7.1981 doğumlu Ali´nin soybağının reddine karar verilmesini, ayrıca mahkemenin verdiği yetki belgesine dayanarak da küçüğün babasının Mustafa olduğunu ileri sürüp, babalığın belirlenmesine de karar verilmesi istemiştir. Dosyalar birleştirilmiş ve her iki davanın da reddine karar verilmiştir.

1-Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla, baba arasındaki soybağı ise; ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur (MK.m.282). Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içersinde doğan çocuğun babası kocadır (MK.m.285). Koca soybağının reddi davası açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava anaya ve çocuğa karşı açılır (MK.m.286). Çocuk evlilik içersinde ana rahmine düşmüş ise kocanın baba olmadığını isbat etmesi gerekir. (MKm.287) Koca bu davayı doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açması gerekir. Gecikme haklı sebebe dayanıyorsa, bir yıllık sürenin sebebin ortadan kalktığı tarihten başlaması gerekir. (MK.m.284)

Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlemesini ana ve çocuk isteyebilir. (MK.m.39) Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuk ile başka erkek arasında soybağı ilişkisi varsa maddede öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten işlemeye başlar (MK.m.303)

Davacı ile Huriye 9.6.1973´te evlenmiş 11.9.1981´de boşanmışlardır. Soybağının reddi istenilen Ali evlilik içersinde 5.7.1981´de dünyaya gelmiştir. Soybağı reddedilip kesinleşmediği sürece babalık davası dinlenemez. (MK.m.282-303) Bu açıklama karşısında temyiz incelemesi, münhasıran soybağının reddine yönelik hükme ilişkin olarak yapılmıştır.

2-743 Sayılı Medeni Kanun (MK.m.242,246) soybağının reddi konusunda üç ayrı süre öngörmüştür. Bunlardan birincisi; doğumu öğrenmesinden, diğeri çocuğu tanımak ve reddetmek hususunda kandırıldığının (iğfal edildiğinin) kanıtlanması halinde iğfal tarihinden ve ayrıca haklı bir sebeple süresinde ret davası açamamış işe haklı sebebine ortadan kalktığı tarihten başlar ve bu süre de bir aydır.

Yeni Medeni Kanunumuz (MK.298) bu üç süreyi ikiye indirmiştir. Koca doğumu ve baba olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl, herhalde beş yıl ve ayrıca gecikme haklı sebebe dayanıyorsa bir yıllık sürenin sebebin ortadan kalktığı tarihten başlayacağı öngörülmüştür.

Yeni Medeni Kanunumuzda davacının karısı veya üçüncü kişi tarafından kandırılması (iğfal edilmesi) halinde sürenin hangi tarihte başlayacağı konusunda açıklık bulmamaktadır.

Soybağı kamu düzeni ile ilgilidir. Aile bireyleri arasında güvenli bir ilişkinin kurulması için hükmün doğrular üzerine oturması gerekmektedir. Verilecek kararlar taraflar kadar gelecek nesillere de etki yapacak niteliktedir. Tıp ve genetik bilimi ilerlemiştir. Yapılan incelemeler sonucu kocanın baba olabileceği %99.99, baba olamayacağı ise %100 oranında belirlenebilmektedir.

Ali´nin davacıdan olmadığı Adli Tıp Kurumunun raporu ile sabittir. Anne (davalı) bu durumu 6 sene dokuz ay gizlemiştir. Nitekim 16.6.1989 günlü dilekçesinde ve aynı günlü duruşmada davacının baba olmadığını kabul etmiştir. Koca (iğfal edilmiştir) kandırılmıştır. 743 Sayılı Medeni Kanunun 246. maddesindeki iğfal (kandırma) hali, yeni Medeni Kanunun 298. maddesindeki haklı sebep içersine gireceği sonucuna ulaşılmıştır.

4722 Sayılı Yasanın 20. maddesi, Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin Türk Kanunu Medenisi hükümlerine tabii olmaya devam edeceğini ancak söz konusu sürelerin Türk Medeni Kanununun belirlediği süreden uzun ise bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, bu kanunda belirtilen sürenin geçmesi ile dolmuş olacağını hükme bağlamıştır. Maddi hadiseler 743 Sayılı Medeni Kanun zamanında gerçekleşmiştir. Sözü edilen kanunun daha kısa süreli hak düşürücü süre kabul ettiğine göre bir aylık sürenin uygulanması gerekir. Ancak bir aylık hak düşürücü sürede geçmeden dava açılmıştır.

Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, süresinde açılmadığından söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple soybağının reddi yönünden BOZULMASINA, kararın babalık davasına ilişkin bölümünün ise bozma sebebine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 11.03.2004 (Prş.)

MUHALEFET ŞERHİ

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinden farklı olarak kocanın beş yıllık süre geçtikten sonra, bir yıllık süre henüz dolmamış yahut işlemeye başlamamış olsa bile, soybağının reddi davası açamayacağı hükmünü getirmiştir. Dava açmadaki gecikmenin haklı bir nedene dayanması halinde ise, bir yıllık hak düşürücü süre, bu nedenin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır. O halde dava açmadaki gecikmenin haklı nedene dayandığını koca tarafından kanıtlanması gerekmektedir.

Taraflar 9.6.1973 tarihinde evlenmişler, 11.9.1981 tarihinde boşanmışlar, soybağının reddi istenen Ali evlilik içinde 5.7.1981 tarihinde doğmuştur. Bu dava ise doğumdan itibaren 16 yıl 9 ay 11 gün sonra 27.4.1998 tarihinde açılmıştır.

Davacı dava açmadaki gecikmenin haklı nedene dayandığını kanıtlayamamıştır. Ali´nin davacıdan olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu başlı başına gecikmenin haklı nedene dayandığını göstermez.

Gerçekleşen bu durum karşısında, kararın onanması gerekir düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.

Üye Üye

Necati Söz A.Vehbi Aksoy