Mesajı Okuyun
Old 22-10-2009, 19:49   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
"...müteakip uzatmalarda %15 er artar" şeklindedir

Ben bu şartın tarafları bağlayacağını düşünüyorum. Eğer kiracı kira sözlaşmesine itiraz etmemiş ise, kira sözleşmesinin dönem sonunda uzaması halinde yeni kira dönemi için belirlenmiş net kira bedeli artış şartı tarafları bağlar diye düşünüyorum.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/6-551
Karar: 2008/562
Karar Tarihi: 24.09.2008

ÖZET: Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye isteğine ilişkindir. Davacı alacaklı icra talebinde kira bedelini göstererek ödeme emri düzenlettirmiş, davalı borçlu ise ödeme emrine itiraz ederken açıkça aylık kira bedelinin miktarına itiraz etmemiş, borcun tamamına yönelik itirazda bulunmuştur. Sonradan aylık kira bedelinin farklı olduğunu bildirmesi İİK' nın 63. maddesi karşısında hüküm ifade etmez.

(2004 S. K. m. 63)

Dava: Taraflar arasındaki <itirazın kaldırılması, tahliye> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 19.09.2007 gün ve 68-176 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi'nin 31.01.2008 gün ve 2008/14152-759 sayılı ilamı ile;

(...Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.03.1999 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede aylık kira miktarı 20 milyon TL olarak belirlenmiş, hususi şartlar bölümünün 2. maddesinde ise, kira artışlarının her yıl %50 oranında yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar. Davacı kiralayan tarafından, yazılı sözleşmeye dayanılarak 09.01.2007 tarihinde başlatılan icra takibinde aylık 240,00 YTL üzerinden 2006/10, 11, 12. ayların kirası olarak toplam 720,00 YTL kira borcunun ödenmesi istenilmiştir. Davalı kiracı ise, yasal süresindeki itirazında ve savunmasında aylık kira miktarının 110,00 YTL olup, borcun yasal süresi içerisinde ödendiğini, kira borcunun bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece her ne kadar sözleşmedeki artış koşulunun hiç uygulanmadığından vazgeçilmiş sayılacağı, takibe konu ayların kirasının 110,00 YTL olup, yasal süre içerisinde ödendiğinden bahisle istemin reddine karar verilmiş ise de, bir önceki dönem olan 2005 döneminde kira aylık 100,00 YTL olarak davacının banka hesabına ödenmiş olup, ihtirazi kayıt konulmaksızın davacı tarafından kabul edilmiştir. Esasen 2005 dönemi kirasının 100,00 YTL olduğu taraflar arasında çekişmeli de değildir. Sözleşmedeki serbest irade ile kararlaştırılan %50 artış koşulunun daha önceki dönemlerde uygulanmamış olması artış koşulunu geçersiz kılmaz. Bu durumda önceki dönem kirası olan 100,00 YTL üzerinden sözleşmedeki %50 artış şartı uygulanınca takibe konu ayların kirasının 150,00 YTL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ise aylık 110,00 YTL olarak ödeme yapılmış olduğuna göre, eksik ödeme nedeniyle temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilerek bakiye kısım üzerinden itirazın kaldırılarak takibin devamına ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır...) gerekçesi ile dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine yönelik olarak verilen karar, Özel Daire'ce yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, maliki olduğu taşınmazda davalının 01.03.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile ve aylık 240 YTL bedelle kiracı olarak oturduğunu, davalının 2006 yılı Ekim, Kasım ve Aralık ayı kiralarını ödemediğini, bu nedenle Akhisar Birinci İcra Müdürlüğü'nün 2007/68 E sayılı dosyasından yapılan icra takibine de toplam 300 YTL borcu olduğu iddiası ile kısmi itirazda bulunduğunu, 720 YTL borcu olduğunu, haksız yere kısmi itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı borçlunun yaptığı haksız itirazın kaldırılması ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve taşınmazdan tahliyesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, anılan icra dosyasında ödeme emrinin tebliği üzerine 15.01.2007 tarihli dilekçe ile <... Ödeme emrinde belirtilen borcun 330 YTL'sini kabul ediyorum, bakiye borcum yoktur, itiraz ediyorum...> şeklinde beyanda bulunarak yapılan takibe kısmi itirazda bulunmuş ve icra dosyasına kısmi ödemede bulunmuştur.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, davalı borçlunun temerrüde düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.

İcra İflas Kanunu'nun 63. maddesi (Değişik madde: 17.07.2003 -4949 S.K./14. md.) <İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.> hükmünü içermektedir.

Davacı alacaklı icra talebinde kira bedelini aylık 240 YTL göstermek suretiyle ödeme emri düzenlettirmiş, davalı borçlu ise ödeme emrine itiraz ederken açıkça aylık kira bedelinin miktarına itiraz etmemiş, borcun tamamına yönelik itirazda bulunmuştur. Sonradan aylık kira bedelinin 110 YTL olduğunu bildirmesi İİK'nın 63. maddesi karşısında hüküm ifade etmez.

O halde, yukarıda açıklanan nedenlere göre Özel Daire'nin bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.09.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Alıntı:
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/7241
Karar: 2005/9247
Karar Tarihi: 11.10.2005

ÖZET: Borçlu icra takibinde ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılmasına yönelik olarak açılan işbu davada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Taraflar arasında karşı çıkılmayan yazılı bir kira sözleşmesi olup bu sözleşmede hangi oranda kira parasının artırılacağı açık ve belirgin şekilde belirtildiğine göre, uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 67)

Dava: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar alacaklı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Alacaklı vekili, kiralananda 1.4.1992 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olan borçlunun kira paralarını Nisan 2004 tarihinden itibaren sözleşmedeki artış oranına uygun ödememesi nedeniyle hakkında icra yapıldığını, borçlunun ise borcu olmadığından söz ederek itirazda bulunduğunu, oysa borçlunun sözleşmeyle kabul ettiği artış oranına uygun kira ödemekle yükümlü olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasını ve borçlunun kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Borçlu vekili, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, alacaklının aylık 600 YTL kira parası talep etmesinin mümkün olmadığını, alacaklının kira parasının ne kadar olduğunu kanıtlaması gerektiğini, borçlunun halen aylık 420 YTL kira ödediğini icra takibinde dayanılan kira sözleşmesinin 1992 tarihli olup onüç yıl sonra sözleşmedeki artış şartının geçerli olamayacağını, alacaklının talep ettiği miktarda kesinleşmiş kira bedelinin bulunmadığını belirterek, istemin reddini savunmuştur.

İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 1.4.1992 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar bölümü 4. maddesinde kira parasının her yıl % 50 oranında artırılacağı belirtilmiştir. Özgür irade ile kararlaştırılmış olan bu şart geçerli olup tarafları bağlar ve yenilenen kira dönemlerinde de geçerliğini sürdürür. Alacaklı aylık 180.000.000 TL olarak eksik ödenen Nisan 2004-Şubat 2003 arası aylar kirası farkının tahsili için borçlu hakkında İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2005/1668 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapmış, bu takibe itiraz eden borçlu, yetki itirazıyla birlikte talep edilen borç miktarına da itiraz ettiğini, böyle bir borcu kabul etmediğini, takip konusu miktarda borcu olmadığını belirtmiştir.

Borçlu icra takibinde ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılmasına yönelik olarak açılan işbu davada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Taraflar arasında karşı çıkılmayan yazılı bir kira sözleşmesi olup bu sözleşmede hangi oranda kira parasının artırılacağı açık ve belirgin şekilde belirtildiğine göre, uyuşmazlığın sözleşme hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerekir.

Mahkemenin bu yönde inceleme yaparak sonucuna göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden söz edilerek istemin reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda yazılı nedenlerle İ.İ.K 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.10.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Bir de şu karar ilgimi çektiği için ekliyorum. Burada da kira tespiti ileriki bir tarihte yapıldığı halde, söçleşmedeki belirli artış şartının yine geçerli olduğunu söylemektedir.
Alıntı:
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/1283
Karar: 2005/2784
Karar Tarihi: 28.03.2005

ÖZET: Uyuşmazlık sözleşmede kararlaştırılan artış şartının istenen yıl yönünden geçerli olup olmadığı noktasındadır. Sözleşmenin özel şartlarının 6. maddesinde <Kiranın senelik artış oranı % 60 olacaktır> şartı yer almaktadır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Mahkemece 01.08.2002 tarihi itibariyle kira tespit kararının verilmiş olması sözleşmedeki artış şartını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle incelenme ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerekir.


(818 S. K. m. 260)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, kira bedellerinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkeme davayı ret etmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının 01.08.1995 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, sözleşmede kira bedelinin her yıl % 60 oranında artırılacağının kararlaştırıldığını, 01.08.2002 tarihinde başlayan dönem kirasının net 1.920.000.000.-TL olduğunu sözleşmedeki artış şartına göre yeni dönem kirasının 3.072.576.000.-TL ödemesi gerekirken 2.400.000.000.-TL. ödemek suretiyle 2003 yılı Ağustos ayı kirasından 672.576.000.-TL. eksik ödendiğini, eksik ödenen miktarın tahsili için takip yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali, takibin devamı ve kiralananın tahliyesini, % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili ise davacı tarafından 2002 yılı kirası için tespit edilen brüt kiranın 2.462.000.000.-TL olduğunu, sözleşmedeki artış şartının ilk yıl için geçerli bulunduğunu, artışlarında toptan eşya endeks oranlarına göre artırılarak kiranın ödendiğini temerrüde düşülmediğini belirterek davanın reddini ve % 40 tazminata hükmedilmesini savunmuştur.

Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.08.1995 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık sözleşmede kararlaştırılan artış şartının istenen yıl yönünden geçerli olup olmadığı noktasındadır. Sözleşmenin özel şartlarının 6. maddesinde <Kiranın senelik artış oranı % 60 olacaktır> şartı yer almaktadır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Mahkemece 01.08.2002 tarihi itibariyle kira tespit kararının verilmiş olması sözleşmedeki artış şartını ortadan kaldırmaz. Dairemizin istikrarlı uygulaması ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 03.11.2004 tarih ve 2004/6-509-568 sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Bu nedenle incelenme ve değerlendirmenin buna göre yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde davanın reddedilmesi hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. Sonuç: Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.03.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla,