Mesajı Okuyun
Old 16-10-2009, 16:32   #19
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Vekalet akdinin taraflar arasında serbest bir sözleşme ile kurulduğu düşünüldüğünde pul masrafının yasal olarak kime yükleneceği bence biraz önemini yitiriyor.

Bir yeri kiraya vermek için ön görüşme yapılırken bazen kiralayan kiracıya derki, aylık kira olarak 1000-TL istiyorum ama evin boyasını sizin yaptırmanızı istiyorum, o da 1200-TL tutar. "Uyanık" bir kiracı hemen itiraz eder: Evi ben daha tutmadım, şu anda boyasını yaptırmak da sizin yükümlülüğünüzdür, ben karışmam. Bu itirazı hiç anlamamışımdır, zira bu şekilde itiraz edildiğinde o zaman kiralayan şunu söyler: Tamam boyayı ben yaptırıyorum ve artık aylık kira olarak da 1100-TL istiyorum, hoşunuza gitmiyorsa tutmayın.

Vekalet ilişkisi kurulurken neyin masraf olup olmayacağı konusu da buna benziyor. Ben Ankara'da bir dava alırken, Avukat olarak Ankaya'a gidip dönüş uçak biletimin ödenmesini şart koşabilirim. Müvekkil olarak diyebilirsiniz ki, uçakla gitme, otobüsle git. O profesyonel olarak "benim bileceğim birşey", benim bu şartım hoşunuza gitmiyorsa kendinize otobüsle gidecek bir avukat tutmak da sizin bileceğiniz şey.

Neyin dava gideri sayılıp sayılmayacağı için de buna benzer bir durum var. Kimi avukat adliyeye taksiyle gider ve bunun giderini masraf yazar, kimisi kırtasiye giderlerini masrafa ekler, kimisi bütün bunları "kendi cebinden yaptığını" iddia edip öte yandan diğerlerinin talep ettiğinden fazla vekalet ücretini talep edebilir. Neticede şartları serbest şekilde saptanan bir sözleşme var önümüzde, neyin gider olup olmayacağı da aynı şekilde serbestçe müzakere edilebilir.

Öte yandan eğer diyorsak ki, diyelim ki bunlar önceden konuşulmadı, sonradan ihtilaf konusu olursa ne olacak, bu durumda da ben iki kuruşluk pul parası için olayı çekişme konusu yapmanın gerekli olmadığını düşünüyorum. Müvekkil 2 kuruşluk pul parasını ödemem diye diretiyorsa ben memnuniyetle cebimden öder, sonra da bir daha o müvekkille çalışmam konu kapanır.

Eğer derdimiz harcamanın değeri değil de sadece konuyu teorik tartışmanın verdiği keyifse (ki ben de bu keyfin bu iki kuruşluk masrafı tartışmaya kesinlikle değdiği kanaatindeyim!) bu durumda da ben Sayın Aladağ'ın görüşüne katılıyorum: bence işin yapılmasıyla ilgili HER TÜRLÜ GİDER (buna dosyaya takacağınız tek bir iğne dahi dahildir) Av. Kanunu ve işin "doğası gereği" müvekkile ait olmalıdır.
birincisi, bugüne kadar müvekkillerle yargılama giderleri hususunda hiç anlaşmazlığa düşmedim. düşsem de iki kuruşluk meseleyi sanırım hepimiz kapatırız
ikincisi, belirttiğiniz şekilde mesele konuyu teorik olarak tartışmaktır.
üçüncüsü, meselenin meblağ olarak iki kuruşluk olduğunu düşünmüyorum. hem pul yapıştıran avukat açısından (ufak ufak dosya örneği yukarıda verildi), hem de barolar birliğine giden paralar açısından trilyonların döndüğünü düşünüyorum.
dördüncüsü, iki kuruşluk bile olsa vekalet pulunun gerekli olup olmadığı hususunu kendime sorduğumda, tek bir cevabım oluyor:GEREKSİZDİR.
beşincisi, amacına hizmet ettiği yönünde şüphelerim var. yukarıda bir meslektaşımızın dediği gibi; krediler zaten sonradan ödeniyor.
altıncısı, bu haksız bir vergilendirmedir.
yedincisi, eğer ille ödenmesi gerekiyorsa, şekli şemali değiştirilmelidir. ben pul parasını yakışıklı bir şekilde ödemek istiyorum
ve emin olun ki listeyi daha da uzatabilirim.