Belediye, gerçekte hazine adına kayıtlı arsaları sanki kendine ait gibi vatandaşa ihale yoluyla satışa çıkarıyor. Vatandaş ihaleyi kazanıyor, ihale şartlarına göre peşinat ve taksit ödemelerini yapıyor. (24 ay taksit) Bu şekilde kendi edimini yerine getiren vatandaş arsanın tapusunu alabilmek için belediyeye gerek sözlü gerekse yazılı olarak başvuruyor. Sürekli oyalanıyor, kendisine bir cevap verilmiyor. En nihayetinde bu yolsuzluk ortaya çıkıyor, yeni belediye yönetimi fiiili imkansızlık nedeniyle arsaların tapularının verilemeyeceği çünkü belediye adına kayıtlı böyle bir arsanın olmadığı, yapılan ödemelerin belediye imkanları ölçüsünde idarenin süreklili esası gereği iade edileceği söyleniyor, yazılı olarak da bu husus ta cevap veriliyor. (Bu işi yapan belediye yönetimi hakkında suç duyurusu yapılmış, haklarında soruşturma var.) Aradan 4 yıl geçiyor, ancak vatandaş bırakın arsasını almayı ödediği parayı da geri alamıyor.
Sürekli oyalanan vatandaş en sonunda (ihaleden 5 yıl sonra) belediye adına icra takibi yapıyor, makbuz karşılığında belediye hesabına yaptığı ödemeleri, ödeme tarihlerine göre yasal faiz işleterek belediyeden talep ediyor. Belediye anaparayı kabul ediyor ancak daha önce temerrüte düşürülmediğinden işletilen faize itiraz ediyor. Takip bu aşamada.
Olayın özeti bu şekilde. Soru şu, bu aşamadan sonra arsanın dava tarihindeki rayiç bedeli munzam zarar olarak kabul edilip belediyeden bu miktar talep edilebilir mi bu yönde bir dava açılabilir mi?