Mesajı Okuyun
Old 14-10-2009, 13:40   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
2. DAİRE
E. 2004/5494
K. 2006/4269
T. 18.12.2006
• DAVA DEVAM EDERKEN DAVACININ YAŞ HADDİNDEN EMEKLİ OLMASI ( Mahkemenin Verilecek Kararın Fiilen Uygulanabilirliği Kalmadığından Bahisle Karar Verilmesine Yer Olmadığına Hükmedemeyeceği - İşlemin İdarece Geri Alınmadığı Sürece Hukuk Alemindeki Varlığını Halen Koruduğu )
• ATANMANIN İPTALİ İSTEMİ ( Dava Devam Ederken Davacının Yaş Haddinden Emekli Olması - Karar Verilmesine Yer Olmadığına Hükmedilmesi/İşin Esası Yönünden Karar Verilmesi ve Kararın Türüne Göre Yargılama Gideri İle Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği )
• İPTAL DAVASI DEVAM EDERKEN DAVACININ YAŞ HADDİNDEN EMEKLİ OLMASI ( İşin Esası Yönünden Karar Verilmesi ve Kararın Türüne Göre Yargılama Gideri İle Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği - Karar Verilmesine Yer Olmadığına Hükmedilemeyeceği )
• YAŞ HADDİNDEN EMEKLİLİĞİN DEVAM EDEN ATANMANIN İPTALİ DAVASINA ETKİSİ ( İşin Esası Yönünden Karar Verilmesi ve Kararın Türüne Göre Yargılama Gideri İle Vekalet Ücretine Hükmedilmesi Gerektiği )
5434/m. 40
2577/m. 2/1-a
ÖZET : Davacının, davalı idaredeki Yükseköğretim Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Uzmanlığı'na atanmasına ilişkin dava konusu işlemin iptali istemiyle açmış olduğu bu dava devam etmekte iken, yaş haddinden emekli olduğu; İdare Mahkemesince de, davacının dava devam etmekte iken emekli olması nedeniyle işbu davada verilecek olan kararın fiilen uygulanabilirliği kalmadığından bahisle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının menfaatinin ihlaline neden olan uyuşmazlık konusu işlemin idarece geri alınmadığı sürece hukuk alemindeki varlığını halen koruduğu ve davacı ile işlem arasındaki ilişki devam eden nitelik arzettiğinden, uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği tarihte taşıdığı hukuki unsurlar yönünden incelenerek işin esası yönünden bir karar verilmesi ve verilecek kararın türüne göre yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; İdare Mahkemesince, işbu davada verilecek kararın fiilen uygulanabilirliği kalmadığından bahisle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

İstemin Özeti : Ankara 7. İdare Mahkemesi'nin 25.9.2003 günlü, E:2002/1897, K:2003/1166 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Vahit Kınalıtaş Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Celalettin Yüksel Düşüncesi : Yükseköğretim Genel Müdür yardımcısı olan davacının APK Kurulu Başkanlığı emrine uzman olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, davacının yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldığı belirtilerek karar verilmesine yer bulunmadığı yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

Bakılan davanın açılmasından sonra davacının 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 40. maddesindeki "Bazı Hizmet Sınıflarının Yaş hadlerinde Değişiklik yapılmasına Dair 4839 sayılı kanun uyarınca yaş haddinden emekliye ayrıldığı, davacının bu davanın görülmesi sırasında memur statüsünden çıkarak emekli statüsüne geçmiş olması sebebiyle bu davada verilecek kararına fiilen uygulanabilirliği kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de; iptal davası açılabilmesi için, dava konusu edilen işlemle davacının menfaatinin ihlal edilmesi yeterli olup, bu menfaat ilişkisinin dava sonuna kadar devam etmesi şart değildir Bir işlemin iptali ve bu işlem sebebiyle yoksun kalınan parasal ve diğer özlük haklarının tazmini istemiyle açılan davalarda, işlem geri alınmadığı sürece, işleme ve doğurduğu sonuçlara yönelik hüküm kurulması esastır. Dava süresi içinde dava konusu işlem geri alınmadan, yeni bir işlem kurulması iptal davasının konusuz kalması sonucunu doğurmaz. Çünki dava konusu işlemin tesis edildiği tarih ile sonraki işlemin tarihi arasındaki sürede doğurduğu hukuki sonuçlar ortadadır. Davacının istemi olan yargılama giderleri ve yoksun kaldığı parasal haklarına ilişkin hüküm kurulması, ancak dava konusu işlemin hukuka aykırı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesine ve işleme yönelik hüküm kurulmasına bağlı bulunduğundan, davacı temyiz isteminin kabulüyle, idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, davalı idarede Yükseköğretim Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, bu görevden alınarak Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Uzmanlığı'na atanmasına ilişkin 2.12.2002 günlü işlemin iptali ve işlem nedeniyle mahrum kaldığı akçalı haklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 7. İdare Mahkemesi'nin 25.9.2003 günlü, E:2002/1897, K:2003/1166 sayılı kararıyla; Mahkeme kararının uygulanması bağlamında tesis edilmiş olan işlemin iptali istemiyle açılan davanın görümü sırasında davacının memur statüsünden çıkarak emekli statüsüne geçmiş olması nedeniyle işbu davada verilecek olan kararın fiilen uygulanabilirliği kalmadığı gerekçesiyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.

Davacı; davanın, açıldığı tarihteki koşullar gözönüne alınarak hukuki değerlendirilmesinin yapılması; öte yandan, dava konusuz kalmış olsa bile davadaki haklılık oranı hesaplanarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının 4577 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle yeniden düzenlenen ( a ) bendinde, iptal davaları; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.

İptal davasının konularından birini oluşturan bireysel idari işlemler, belli kişiler üzerinde yeni bir hukuki durum yaratma veya değiştirme gibi sonuçlar doğurmakta olup, görevli ve yetkili yargı merciince iptal edilinceye veya işlemi tesis eden idarece geri alınıncaya, kaldırılıncaya, değiştirilinceye veya düzeltilinceye kadar hukuki geçerliliğini korumaktadır. Dolayısıyla bireysel işleme karşı açılmış bir iptal davası söz konusu ise, bu dava sonuçlanıncaya kadar, hakkında işlem tesis edilen kişi ile işlem arasındaki ilişki işlemin ilk tesis edildiği hukuki sebeplerle birlikte devam eden nitelik arzetmektedir.

Öte yandan, açılan iptal davaları sonucunda idari yargı yerlerince verilen iptal kararlarının; ilgilisinin, işlemin tesisinden önceki hukuki durumunu korumaya yönelik olduğundan, işlemin iptal edilmeden önce doğurmuş bulunduğu tüm hukuki sonuçlarını ortadan kaldırıcı; yani işlemden önceki eski halin iadesi dışında, işlem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi kayıpların tazmini sonucunu doğuracağı da tartışmasızdır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalı idaredeki Yükseköğretim Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak Araştırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Uzmanlığı'na atanmasına ilişkin 2.12.2002 günlü dava konusu işlemin iptali istemiyle açmış olduğu bu dava devam etmekte iken, yaş haddinden emekli olduğu; İdare Mahkemesince de, davacının dava devam etmekte iken emekli olması nedeniyle işbu davada verilecek olan kararın fiilen uygulanabilirliği kalmadığından bahisle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; davacının menfaatinin ihlaline neden olan uyuşmazlık konusu işlemin idarece geri alınmadığı sürece hukuk alemindeki varlığını halen koruduğu ve davacı ile işlem arasındaki ilişki devam eden nitelik arzettiğinden, uyuşmazlık konusu işlemin tesis edildiği tarihte taşıdığı hukuki unsurlar yönünden incelenerek işin esası yönünden bir karar verilmesi ve verilecek kararın türüne göre yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; İdare Mahkemesince, işbu davada verilecek kararın fiilen uygulanabilirliği kalmadığından bahisle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ankara 7. İdare Mahkemesi'nin 25.9.2003 günlü, E:2002/1897, K:2003/1166 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 18.12.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

danx