Mesajı Okuyun
Old 03-10-2009, 16:26   #1
av. hamza nuh özer

 
Varsayılan İlginç Bir Kasten Öldürme Davasıyla İlgili Yardım Talebimiz

Daha önceden maktulle birlikte alkol alan, A, B, C ve D olay yerinde çıkan kavgaya müdahale etmek üzere gelen polislerden kurtulmak maksadıyla, olayın gerçekleştiği evi terk ederek yakında bulunan bir okulun bahçesine saklanarak alkol alamaya devam etmişlerdir. Polisleri uzaktan takip eden A, B, C ve D polislerin uzaklaşması üzerine bir süre bekleyerek tekrar olay yeri olan eve gelmişlerdir.

A’nın verdiği ifade: Maktul evin içerinde aşırı alkollü bir şekilde oturmaktaydı. Maktule polisler neden seni götürmedi şeklinde soru yönelttim. Maktul bana sin-kaflı küfürler etti. Bunu üzerine tartışmaya başladık. Birden bana ana avrat söverek elini beline attı ve çıkardığı bıçakla üzerime doğru saldırdı. Ben geri çekildim. Sehpanın üzerinde duran bıçağı alarak göğüs ve bacaklarına doğru salladım. Yanımda bulunan B, C, ve D olaya hiçbir şekilde katkıda bulunmadılar. Bıçaklandıktan sonra tekrar kanepenin üzerine düşen maktul hareketsiz bir şekilde yatıyordu. B panikleyerek “öldü, bu olaydan kimseye bahsetmeyeceğiz, delilleri yok edeceğiz” kabilinden sözler söyleyerek bizi evden dışarı çıkarmaya çalıştı. Biz çıkarken elindeki havluyla muşamba zemindeki ayak izlerini siliyordu. Koridordan baktığımda ise elindeki çakmakla maktul yattığı kanepenin kenarını tutuşturuyordu. Ben maktulü bıçakladıktan sonra kanepenin üzerine düştüğünde, canlı olup olmadığını bilmiyordum. B sürekli olarak “öldü, öldü” diyordu. D ise canlı olduğunu söylüyordu. Evi B yaktı. Yakarken amacı, alkolün etkisiyle benim işlediğim cinayetten dolayı suçlanabileceğini düşündüğünden olacak, delilleri gizlemekti.

B’nin verdiği ifade: Eve geldiğimizde maktul kanepenin üzerinde sızmış vaziyette yatıyordu. A ve C maktule bağırıyorlardı ve saldırmaya çalışıyorlardı. C bir bıçak çıkardı ve sızmış vaziyette olan maktule doğru ilerledi. Ben ve D kendisine engel olduk. Ancak o sırada A aradan sıyrılarak eline nereden geçirdiğini bilmediğim bıçakla, maktulün göğsüne ve bacaklarına birkaç defa vurdu. Ben panikle A’yı maktulün üzerinden çektim. Yaşayıp yaşamadığını kontrol ettim. Maktul o sırada nefes alıyordu, göğsündeki yaraları açıp baktığımda yaralardan kan çıktığını gördüm. Boğazından hırıltılar geldiğini gördüm. O sırada C arkama geçti ve elindeki çakmakla kanepeleri tutuşturmaya başladı. Ben olayın şokuyla daha sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum. Olay yerini birlikte terk ettik.

C’nin verdiği ifade: Eve geldik, maktul ile sanık A tartışmaya başladılar. Maktul birden elindeki bıçağı A’ya salladı. A geri çekilerek eline geçirdiği bıçakla maktulün göğsüne vurdu. Daha sonra A dışarı çıktı. Evi yakanı görmedim ancak evi yakalım diyen B’dir.

D’nin verdiği ifade: B’nin verdiği ifadeyle aynıdır. A’nın bıçaklayarak öldürdüğünü, maktulun bu sırada sızmış olduğunu, B’nin ve kendisinin onları engellemeye çalıştıklarını. Evi ise C’nin yaktığını söylemektedir.

Maktul ve adı geçen şahıslar haricinde olayı gören yoktur. A bıçaklama eylemini kabul etmektedir. A ve C’nin beyanlarına göre maktulü A bıçaklamıştır. B ise yakmıştır. B’nin evi yakmaktaki amacı öldü zannettiği maktulü ve suç delillerini ortadan kaldırmaktır.

B ve D’nin beyanlarına göre maktulü A bıçaklamıştır. C ise yakmıştır. C’nin maktule karşı yaralamaya teşebbüs eylemi, kendileri tarafından engellenmiştir. C, A tarafından bıçaklanarak öldüğü zannettiği maktulü ve suç delillerini ortadan kaldırmak amacıyla evi yakmıştır.

A ve C’ye göre maktul uyanıktır ve bıçakla saldırmıştır. B ve D’ye göre maktul sızmış vaziyettedir. B maktulün bıçaklandıktan sonra canlı olduğunu söylemektedir. Yani yanarken canlıdır. Ancak A, C ve D bu konuda bir şey bilmemektedir.

Adli tıp raporlarına göre,

1-Bıçaklandığı anda maktul kesinlikle canlıdır.
2-Maktul yanmaya başladığı anda kesinlikle canlıdır.
3-Vücudundaki yanma olmasaydı bile aldığı bıçak darbeleri kesinlikle öldürücüdür.
4-Vücudundaki bıçak darbeleri olmasaydı bile yanıklar tek başına öldürücüdür. Ayrıca kandaki (duman solumayla oluşan) COHB düzeyi de öldürücü düzeydedir.
5-Maktulün vücudundaki alkol oranı toksik düzeydedir. Bu düzeyde alkol kişinin savunma gücünü azaltacaktır.
6-Kişinin ölümü göğse nafiz iki adet kesici-delici alet yaralanması ile yangın ortamında kalmaya bağlı yanığın müstakil ve müşterek etkisiyle meydana gelmiştir.


İddia:

1-Sanık A’nın, kendisini bedenene savunamayacak olan maktulu bıçakla öldürmek suçundan (TCK 82/1-e) cezalandırılması.

2-Sanık C’nin, kendisini savunamayacak olan maktulu yangın çıkarmak suretiyle kasten öldürmek suçundan (TCK 82/1-c-e) cezalandırılması.


Savunma:


A’nın avukatlığını üstlendiğimiz davada

Sanık A’nın eylemi, kasten öldürmeye teşebbüs aşamasında kalmıştır. A öldürmeyi gerçekleştirememiştir. Ancak öldü zannederek maktule karşı eylemini sonlandırmıştır. Evi ise aşırı derecede paniğe kapılan B veya C paniğe kapılarak, delilleri yok etmek kastıyla yakmıştır. Dolayısı ile kimseye kasten öldürme suçundan ceza verilemez. A’nın kasten öldürmeye teşebbüsten cezalandırılması B ve C’nin ise ya delil yetersizliğinden beraat etmesi veya işlemediği veya işlenmesine iştirak etmediği suçun delillerini gizlemek suçundan cezalandırılması gereklidir.

Olay sadece A, B, C ve D şahısları tarafından görülmüştür. Tüm şahısların beyanları, A’nın bıçaklama eylemi konusunda ortak noktada buluşmaktadır. Ancak A ve C’nin beyanları evi yakanın B olduğunu, B ve D nin beyanları ise evi yakanın C olduğunu işaret etmektedir.

Sonuç olarak;

1-Başkaca bir delil ve görgü tanığı olmadığına göre, ikrar ve deliller kapsamında A’nın eyleminin adam öldürme kastıyla işlendiğini ancak elinde olamayan nedenlerle bu eylemini tamamlayamadığını ve bu noktada sadece kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılabileceğini.

2-Yaralanan maktulun, yaralı olduğunu fark etmeyen, öldü zannederek evi ve cesedi yakan, B veya C’nin ise öldürme kastıyla hareket etmeden, sadece olayın verdiği panik ve korku hali içerisinde eylemlerinin ancak delilleri yok etmek suçu olarak kabul edilebileceğini.

3-B, C ve D’nin bıçaklama eylemine iştirak ettiklerini gösteren hiçbir delil olmadığına göre ve olaya karışan şahısları maktulle veya kendi aralarında öldürmeyi gerektirecek husumet bulunmadığına göre, iştirak iradesinin var sayılamayacağını.

4-A’nın eylemine iştirak etmeyen B veya C tarafından gerçekleştirilen eylemin, A’nın öldürmeye yönelik eylemiyle ölüm arasındaki illiyet bağını kopardığını.

İleri sürmekteyiz.

(A’nın polis aşamasında suçlamaları kabul etmediğini, ancak kovuşturma aşamasında hiçbir baskı ve yönlendirme olmaksızın ve daha deliller ortaya konulup tartışılmadan suçu ikrar ettiğini ve müdafiliğinin ancak bu şartlar dairesinde kabul edildiğini ayrıca belirtmek isteriz.)

Dosya tüm hafta sonu önümüzde olacağından her türlü soru, görüş ve önerinizi bekliyoruz.

Savunmamız konusunda Yargıtay kararlarına ve görüşlerinize ihtiyacımız var. Yardım ve çalışmalarınız için şimdiden teşekkür ederiz.