Mesajı Okuyun
Old 18-09-2009, 12:02   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
İşin özeti şu:

İşçi diyor ki, ben bu şartlarda çalışmak istemyorum, şartlarımı iyileştir.
İşveren, tamam çalışma şartlarını şöyle yapalım, ücreti böyle olmaz diyor.
İşveren o kadar hak/ücret veremem diyor,
İşçi de, ben de o zaman bu şartlarda çalışmıyorum diyor.
İşveren de çalışmazsan çalışma, asıl ben çalıştırmıyorum diyor...

İşin özeti bu.

İşçi sendikası grev kararı almadan, işveren lokavt kararı alamadığından, bu süreci işverenin yarattığı da (her zaman) söylenemez.

İşin esprisi bu zaten; işçi işvereni işgücünden yoksun bırakıp teklifini kabul ettrimeye zorluyor, işveren de işten mahrum bırakarak zorluyor. Kimin dayanma gücü çabuk biterse, o kararından dönüyor. Sizin de dediğiniz gibi, bir nevi nakavt.

İşsizlik ödeneği verilmez.

Şimdi;

Elbette ki işçi dayatmayla çalıştırılamayacağı gibi, İşveren de, işçiyi çalıştırmaya zorlanamaz...

Ancak lokavt olayında, "Ben seni çalıştırmıyorum!" olayı yok. Düpedüz, "ne benimsin, ne elin" diyor işveren.

İşçinin maaşı, onun için yaşamsaldır. Çalışmak hakkı Anayasal bir haktır. Lokavt hükmü, işçinin "Lokavt" süresince çalışmasına engel oluyor. Dolayısıyla işçi için yaşamsal olan maaşı kesiliyor...

Bunun adil bir yanının olmadığı kanaatindeyim.

İşçiye böyle bir durumda da hiç olmazsa "zorlayıcı sebeplerle" iş akdinin haklı nedenle fesih hakkının tanınması ve bu suretle de İşsizlik maaşına kavuşması gerekir diye düşünüyorum.

Aksi takdirde; "Nerde bu devlet, nerde bu millet!" demek haklı bir söylem olur!