Mesajı Okuyun
Old 15-09-2009, 23:44   #6
Doc.Dr.Şükran ŞIPKA

 
Varsayılan

MK.m.178'deki bir yıllık sürenin mal rejimi tasfiyesinde uygulanmayacağı (İsviçre ve Türrk) doktrinde kabul edilmektedir. Bu konuda Yarg.2.HD .02.2007 tarih, E. 2006/9383 K. 2007/1228 sayılı kararı ile, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması kabul edilmiştir.
Ancak Yarg. 8. H.D'nin 18/11/2008 tarihli içtihadında MK.m.178 uygulanmış ve 1 yıllık zamanaşımı kabul edilmiştir. Böylece iki daire arasında görüş farklılığı vardır. Bana göre 8. H.D'nin son içtihadı doğru değildir. Zira mal rejiminden doğan alacak hakları boşanmanın fer'i niteliğinde bir talep değildir. Mal rejimi boşanma dışında da, evlilik devam ederken sona erebiliyor. (Mk.m225) Bu nedenle 178. madde kapsamına girmez. İlk mahkeme direnirse, kişisel kanaatime göre, 10 yıllık zamanaşımına ilişkin bir HGK.karaı çıkabilir. Kaldı ki bu kararda edinilmiş malların tasfiyesi değil, önceki rejim döneminden doğan katkı payı tazminatına ilişkin bir karardır. Bu nedenle halen Yarg. 2.HD.'nin "edinilmiş mallara katılma rejimi" için kabul ettiği 10 yıllık sürenin uygulanması gerektiği kanaatindeyim.
Somut olayda da şayet protokolde edinilmiş mallar üzerindeki katılma alacağından vazgeçilmemiş ise, tasfiye davası açılabilir.
Ayrıca, protokolün ilgili maddesinin geçersizliği de "hile, desise.." nedenine dayalı olarak değil ama borçlar kanunundaki esaslı hataya dayanılarak iptali istenir. Yeter ki kocanın malvarlığını sonradan öğrendiğini ispat edebilsin. Bence nisbi harca dayalı bir tasfiye davası (pilot dava) açmakta yarar var. Kazanılırsa başka mağdurlar için de emsal olur.