Mesajı Okuyun
Old 07-09-2009, 11:48   #2
cihatozmen

 
Varsayılan

Umarım sorunuzu doğru anlamış ve yanıt verebilmişimdir..

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/9520
Karar: 2005/15675
Karar Tarihi: 24.10.2005

ÖZET: İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması kanuni koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise kanuni koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belirli olması da gerekir.


(2004 S. K. m. 67) (1086 S. K. m. 438)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı, davalı ile imzalanan kredi kartı sözleşmesi gereğince kullanılan kredi kartı borcunun ödenmediğini, başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptal edilmesine %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin 1.156.810.671.-TL'lık kısmı asıl alacak olmak üzere toplam 1.681.360.218-TL üzerinden devamına, inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması kanuni koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise kanuni koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belirli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için tüm unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir halde ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.

Açıklanan kanuni kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, takibe itirazın iptal edilmesine karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK. nun 438/7 maddesi gereğidir.

Sonuç: Birinci bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın <Hüküm> başlıklı bölümünün 4. paragrafında bulunan (Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine) sözlerinin karardan çıkartılarak yerine (Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin harcın istem halinde davacıya iadesine, 24.10.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları