Mesajı Okuyun
Old 06-09-2009, 14:27   #13
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
Sn.Aladağ, kanaatimce benim temel bazı kavramlarda yanılgıya düşmemden ziyade siz sorunun kaynağını özümsemekte yanılgıya düşüyorsunuz.



Bu söyledikleriniz zaten başından beri benim de ısrarla anlatmaya çalıştığım hususlar.



MK 9 gereği elbette fiil ehliyetine sahip olan kimseler kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Ancak daha özel nitelikte bir kanun olan TTK md.20/2 gereği tacir sıfatına haiz olan kimse basiretli davranma yükümlülüğü altındadır. Buna aykırı hareketinin sonuçlarına katlanmakla yükümlüdür. Sözleşme taraflarının ifa imkanı var mı yok mu araştırmaları kendi tercihleri olmakla birlikte elbette ki elzem nitelikte değildir; zira ifa imkansızlığı sebebiyle ortaya çıkacak hususlar taraf iradesinden bağımsız olarak tezahür edecektir.



Bu yorumunuzu buraya kadar yazılanları dikkatli olarak okumamanıza bağlıyorum. Ani edimli süreklilik arzetmeyen alım - satım akdi ile somut olayda sorunun kaynağını oluşturan sürekli nitelikte borç doğurucu abonelik sözleşmesini ayırt edebileceğinizi ümit ediyorum.



Yasayı eğip bükmek değil doğru şekilde yorumlamaya çalışıyoruz sadece. Bunun için özellikle ilk mesajımda amacımın kimseyi ikna ve telkin olmadığını belirtmiştim. Hukuka aykırı bir işlemin binlerce hatta milyonlarca kişi tarafından uygulanması yapılan işlemi takdir edersiniz ki meşru hale getirmeyecektir. Kanaatimce belirttiğim tarzda bir savunmadan ziyade "milyonlarca öğrenci telefon kullanıyor" savunması hakimi gülümsemeye itecektir ve hatta itmelidir.



Hakimin konuya ilişkin vereceği nihai karara dahi bu kadar emin yaklaşabiliyorsanız bizim meslek yaşamımızda öğrenemediğimiz başka bir şey biliyor olmalısınız. Mesleğe kırk yılını vermiş hukukçuların dahi temkinli yaklaştığı bu hususa bu kadar net yanıt vermenin başka bir açıklaması olacağını sanmıyorum. Bu nedenle yorumunuza saygı duymaktan öte bir şey belirtmek mümkün değil.

Sonuç olarak Saygıdeğer Meslektaşlarımla karşılıklı fikir teatisinde bulunmak üzere açılmış bir konu başlığıdır. Sn. Admin'in de belirttiği gibi yargılama sürecinin neticesini beklemekten başka yapacak bir şey yoktur. Konu ile ilgili başka yorum yazmayacağım, olası bir yargılamanın neticesini -yargılama yapılmadan nihai kararı bilen siz dahil- hepinizle mutluklukla paylaşırım.

Sevgi ve Saygılarımla

Av. Ömer ÜNLÜ

Sayın Ünlü,
Sorunuza verdiğim yanıttan rahatsız olduğunuz anlaşılıyor. Oysa "THS'ye bir şey yazıyorsanız, cevaplara da katlanacaksınız." (Alıntı: Av.Suat Ergin http://www.turkhukuksitesi.com/showp...7&postcount=11)
Mesajınızdaki bazı hususlara yanıt vereyim:
1-
Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
Sn.Aladağ, kanaatimce benim temel bazı kavramlarda yanılgıya düşmemden ziyade siz sorunun kaynağını özümsemekte yanılgıya düşüyorsunuz.
Size herkes aynı yanıtı vermiş, siz hala soruyu anlamadığımızı vurguluyorsunuz. Biz soruyu anlamıyor, özümsemiyor vb. ama siz bunu başarabiliyorsanız, bize neden soruyorsunuz?

2-
Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
Bu yorumunuzu buraya kadar yazılanları dikkatli olarak okumamanıza bağlıyorum. Ani edimli süreklilik arzetmeyen alım - satım akdi ile somut olayda sorunun kaynağını oluşturan sürekli nitelikte borç doğurucu abonelik sözleşmesini ayırt edebileceğinizi ümit ediyorum.
Verdiğim örnekten yola çıkarak beni neredeyse ayırtım gücünden yoksun ilan edeceksiniz. İddianızın "olmayacak dua" olduğunu anlatmak için örnek verdim sadece sayın Ünlü. Üstelik "ifa imkansızlığı" konusunda edimin sürekli ya da ani olup olmamasının bir önemi yok.

3-
Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
Hakimin konuya ilişkin vereceği nihai karara dahi bu kadar emin yaklaşabiliyorsanız bizim meslek yaşamımızda öğrenemediğimiz başka bir şey biliyor olmalısınız. Mesleğe kırk yılını vermiş hukukçuların dahi temkinli yaklaştığı bu hususa bu kadar net yanıt vermenin başka bir açıklaması olacağını sanmıyorum. Bu nedenle yorumunuza saygı duymaktan öte bir şey belirtmek mümkün değil.

Yukarıda sayın Admin de yanıtında hakimin ne karar vereceği konusundaki görüşünü söylemiş:

Alıntı:
Yazan Admin
Bahsettiğiniz gerekçeye dayalı olarak öğrenci ile cep telefonu operatörü arasındaki bu sözleşmenin geçersiz sayılacağına dair bir kararı hiçbir Mahkemenin vermeyeceği görüşündeyim.

Elbette bir mahkemenin ne yönde karar vereceğini kimse bilemez. Ama avukatlar Meslek Kurallarının 34. maddesi uyarınca müvekillerine bile davanın sonucu ile ilgili görüşlerini açıklayabilirler. Benim yazdığım da davanın sonucu ile ilgili kendi görüşümdür.

4-
Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
Sonuç olarak Saygıdeğer Meslektaşlarımla karşılıklı fikir teatisinde bulunmak üzere açılmış bir konu başlığıdır. Sn. Admin'in de belirttiği gibi yargılama sürecinin neticesini beklemekten başka yapacak bir şey yoktur. Konu ile ilgili başka yorum yazmayacağım, olası bir yargılamanın neticesini -yargılama yapılmadan nihai kararı bilen siz dahil- hepinizle mutluklukla paylaşırım.

Hakkımdaki hoş olmayan "yargılama yapılmadan nihai kararı bilen" nitelemenizle ilgili yukarıda yazdıklarımla yetiniyor ve sizin deyiminizle "dava hakkında hukuki görüşü bildirmekle, davada verilecek kararı bilmek" arasındaki farkı
Alıntı:
Yazan Av. Ömer ÜNLÜ
ayırt edebileceğinizi ümit ediyorum.

5- Meslektaş soruları alanı özel kurallarında ( http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=16748 ) sayın Admin'in "Bu alanda sadece mesleki ve profesyonel sorularınıza ilişkin konu açınız. Hukuki tartışma, sohbet, duyuru, haber, ilan vs. konuları bu alanda değil, ilgili diğer forumlarda açınız." ricası bulunmaktadır. Sorunuz bu nitelikte değilse, konuyu "hukuk sohbetleri" alanında açmanız gerekirdi.

6- Sonuçta iddianızın kabul göreceğini düşünmüyorum. Bir an için ifa imkansızlığının kabul edildiğini düşünsek bile, öğrenci bu ifa imkansızlığını bilebilecek durumda olduğundan BK 96 uygulanır ve yine zararı ödemek zorunda kalır.

7- Davanızda başarılı olmanız halinde ya binlerce öğrenciye bedava konuşma olanağı sağlanması ya da GSM operatörlerinin hiçbir öğrenciyle sözleşme yapmaması gibi garip bir sonuç doğacaktır.

Hatta daha da ileri gidersek, bürosunu yeni açmış avukatlara sadece GSM operatörleri değil, büro mobilyaları satanlar, kredi kartı için başvurdukları bankalar, elektrik şirketi, Telekom vb. "önce borcunu ifa edebileceğini kanıtla bakalım" diyecektir.