Mesajı Okuyun
Old 03-09-2009, 10:32   #3
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Atahun
Her iki taraf için de zor bir durum.
Günümüzde gerçek kişiler üzerinden yapılan suistimallerle milyarlık vurgunlar söz konusu iken; kişinin hem kimlik bilgilerinin gizlenmesi, hem de SGK.' dan tedavi yardımı alması nasıl sağlanacaktır? Zamanla suistimallere yol açmaz mı?

Acaba şöyle bir yol denenebilir mi? Sosyal Güvenlik Kurumu her ilde özellikle üniversite hastaneleri başta olmak üzere belli sayıda sağlık kuruluşu ile bir protokol imzalasa, gelen HİV + (Pozitif) şahısa gerçek kimlik bilgilerini gizlemek kaydı ile teşhişten sonra bir kod numarası verse, (sıra takip eden bir numara) tedavi sonrası reçete tanzim edilirken reçeteye sadece o hastaya verilen kod numarası yazılsa olmaz mı? Sanıyorum zaten bu hastalar Sağlık Bakanlığına (istatistik açısından) bildiriliyor.

Nasıl olsa verilen kod numarasının karşısında kişinin hem gerçek bilgileri; hem de teşhis, labaratuvar ve tedavi aşamasında hastalığını kanıtlayıcı diğer bilgiler zaten mevcut.

Aslında mantığa uygun gibi görünüyor ancak verilecek kod numarasının özel bir kod olduğu ve HIV(+) lere bu kod verildiği anlaşılınca zaten kimlik bilgilerine erişilebilir ki sağlık harcamalarının karşılanabilmesi için zaten belirli makamların bu bilgilere erişmesi de gerekiyor.

Ayrıca her ne kadar hastanın hastalığını saklama hakkı olsa da bu aynı zamanda toplum sağlığını etkileyebilecek türde bir hastalık ise diğer insanların da bilgi sahibi olma ve sağlıklarını riske etmeme hakkı olamaz mı? Tıp etiğinde bireyin hakları toplumun sağlığından daha üstün tutuluyor olabilir , peki diğer bireylerin temel yaşam haklarının riske edilebileceği de hesaba katılamaz mı? Bu sadece bir düşüncedir. Zaten bildirim sisteminin varlığının nedeni de budur.