Mesajı Okuyun
Old 03-09-2009, 09:37   #4
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özgür KARABULUT

Önce İ.İ.K. hükümlerini yazıyorum, gayetle açık olduğu için karara gerek olmadığını düşünüyorum ama "İlla ki karar" derseniz eklerim


Sayın wellan "İlla ki karar" demiş

Ekliyorum:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/12-102
Karar: 2007/123
Karar Tarihi: 14.03.2007


(2004 S. K. m. 127, 134) (818 S. K. m. 226) (YHGK 07.10.1998 T. 1998/12-676 E. 1998/664 K.) (YHGK 28.01.2004 T. 2004/12-2 E. 2004/36 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <ihalenin feshi> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar 1. İcra Hukuk Mahkemesince aktif dava ehliyeti yokluğundan şikayetin reddine dair verilen 08.12.2005 gün ve 2005/478-707 sayılı kararın incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 27.06.2006 gün ve 2006/11934-14050 sayılı ilamı ile;

(... Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İİK. nun 134/2. maddesinde (ihalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinde şikayet yoluyla ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler) hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda Üsküdar 3. İcra Müdürlüğünün 2003/1 talimat sayılı dosyasından 10.08.2004 tarihinde satışı yapılan 1, 15, 42, 65, 68, 94 ve 98 nolu dükkan vasıflı taşınmazlar üzerinde Kadıköy 5.İcra Müdürlüğünün 2004/5250 esas sayılı takip dosyasından haciz şerhinin bulunduğu ve şikayetçinin anılan takibin alacaklısı olduğu görülmektedir. Bu durumda adı geçenin İİK. nun 134. maddesinde belirlenen (tapudaki ilgili) sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı vardır. Adı geçenin ayrıca satış isteyen alacaklı sıfatı bulunmasına gerek yoktur. (HGK. nun 28.01.2004 tarih ve 12-2/36 sayılı kararı) Aynı kanunun 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardandır. Satış dosyasının incelenmesinde, adı geçene kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ olunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durum, başlı başına ihalenin feshi için yeterli bir nedendir. Satıştan haciz alacaklısının haberdar edilmesi ihaleye katılım açısından müşteri temin edebileceği ve ihaleye katılabileceği gibi nedenlerle taşınmazların daha yüksek bedellere satışının yapılabileceği ve bu suretle şikayetçinin dosyasına pay kalabileceği gibi ihale bedelinden şikayetçi haczine pay kalıp kalmayacağı hususu sıra cetvelinde ve sıra cetveline itiraz davasında belirlenecek bir husus olup ihalenin feshi yargılamasında değerlendirme yapılarak şikayetçiye pay kalmayacağı ve bu nedenle İİK. nun 127. maddesinde menfaati korunan tapu ilgilisi sayılamayacağı yönünde oluşturulan Mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Feshi istenilen ihaleler 10.08.2004 tarihinde yapılmış, davacı İİK. nun 134/6. maddesi hükmü uyarınca yasal bir yıllık süre dolmadan, 09.08.2004 tarihinde işbu davasını açmıştır. O halde Mahkemece şikayetin 1, 15, 42, 65, 68, 94 ve 98 nolu dükkan vasıflı taşınmazlar yönünden kabul edilerek anılan taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle istemin tümden reddi isabetsizdir.

Kabule göre de; İİK. nun 134/2. maddesi hükmü gereğince (...İşin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamaz.) Somut olayda, şikayetçinin ihalenin feshi talebi mahkemece aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğine ve işin esasına girilmediğine göre para cezasına mahkum edilmesi de doğru değildir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 gün ve 1998/12-676 esas, 1998/664 karar sayılı; 28.01.2004 gün ve 2004/12-2 esas, 2004/36 karar sayılı ilamlarında da aynı ilkenin kabul edilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla...