Mesajı Okuyun
Old 02-09-2009, 13:45   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 1988/1865
Karar: 1989/384
Karar Tarihi: 03.02.1989

ÖZET: Ticari vekil ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir. Ticari vekil oldukları ileri sürülen (C.K.) ve (E.Ö.)'e bu konuda verilmiş yazılı bir yetki bulunmamaktadır. Ne var ki müessese sahibi ticari vekile zımnen de yetki vermiş olabilir. Bu durumda vekilin yaptığı işlemler ve adına yapılan ödemeler müesseseyi bağlayacaktır. Mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

(818 S. K. m. 453)

Dava: Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 4. Ticaret Mahkemesince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 20.1.1988 tarih ve 303 - 7 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1- (..)

2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı şirket tarafından (C.K.) ile (E.Ö.)'e yapılan ödemelerden kaynaklanmaktadır. Davalı; sözü edilen bu kişilerin davacı şirketin ticari vekili olduğunu belirterek ödemelerin davacı şirkete yapılmış sayılacağını, bu nedenle de borçları kalmadığını savunurken davacı şirket ödemelerin şirketi bağlamayacağını iddia etmektedirler. B.K.'nun 453. maddesi ticari vekili: "ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir" şeklinde tarif etmektedir. Ticari vekil oldukları ileri sürülen (C.K.) ve (E.Ö.)'e bu konuda verilmiş yazılı bir yetki bulunmamaktadır. Ne var ki müessese sahibi ticari vekile zımnen de yetki vermiş olabilir. Bu durumda vekilin yaptığı işlemler ve adına yapılan ödemeler müesseseyi bağlayacaktır.

Olayda; mahkemece, bu konuda yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle (C.)'la (E.)'e zımni yetki verildiği hususu da anlaşılmamaktadır.

O halde mahkemece yapılacak iş, davacı şirketin defter kayıtları ibraz ettirilip üzerinde belirkişi incelemesi yaptırılarak belirtilen bu kişilere yapılan ödemelerin davacı tarafından binemsenip benimsenmediği, binnetice davacının bu kişilerin işlemlerine zımni icazet verip vermediği üzerinde durularak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemenin bu konuda eksik incelemeyle sonuca varması doğru görülmemiş, vekilin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no'lu bentte yazılı sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.2.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Saygılarımla...