Mesajı Okuyun
Old 08-09-2006, 11:16   #2
Av. Çetin

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1979/981

K. 1979/1537

T. 27.3.1979

• SÜRELİ ACENTELİK SÖZLEŞMESİ ( Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Her Zaman Feshedilebileceği )

• HAKLI SEBEP ( Süreli Acentelik Sözleşmesinin Feshi )

• DÜRÜSTLÜĞE AYKIRILIK ( Acentelik Sözleşmesinin Feshi )

6762/m.133


ÖZET : Süreli bir acentelik sözleşmesi de haklı nedenlerin varlığı halinde her zaman feshedilebilir.
DAVA : Davacı vekili, davalının Erzurum'da bir acenta açmaya karar vererek müvekkilini tercih suretiyle 14.5.1976 tarihli vekaletname ile temsil yetkisi verdiğini ve sonradan 12.7.1976 günlü yazıda ( idare meclisi kabul etmediğinden acentelik faaliyetlerinin hükümsüz olduğunun ) bildirildiğini, davalı haksız fesih ettiğinden ( 40.000 ) maddi ve ( 250.000 ) manevi tazminatın faiz ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, davacının kendisini Erzurum Şoförler Derneğinin tavsiye ettiğini bildirmesine rağmen sonradan gerçek dışı beyanda bulunduğunun anlaşıldığını, sözleşmenin 26. ve 29. maddelerine göre yetkilerinin kaldırılabileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre sözleşmenin 26. ve 29. maddeleri uyarınca davalının fesihte mutlak yetkili olduğu kabul edilerek oyçokluğu ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Taraflar arasında acentelik sözleşmesi akdedildiği ve davacıya Beyoğlu 9. Noterliğinin 14.5.1976 tarih ve 14.509 sayılı belge ile acentelik vekaletnamesi verildiği ve keyfiyetin ilan edildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında, kendileri yönünden haklı olduklarını ileri sürdükleri bir fesih sebebine dayanmıştır.
TTK.nun 133/1. maddesi gereğince acentelik sözleşmesi süreli olsa dahi haklı sebepler nedeni ile sözleşme her zaman feshedilebilir. Bu nedenle fesih için sözleşmenin 26. maddesine dayanmaya gerek olmadığı gibi bu madde fesihle de doğrudan doğruya ilgili değildir. Fesih ile ilgili 27. maddedeki haller ise, olayda mevcut olmadıktan başka davalı bu maddedeki nedenlere de dayanmış değildir. Diğer yandan mahkemenin dayanak aldığı sözleşmenin 29.maddesindeki, davalının haksız davranışları karşısında davacının hiç bir talepde bulunamıyacağı ve tazminat isteyemiyeceği, şeklindeki hükmünde Borçlar Yasanın 19. maddesine ve MK.nun 2. maddesine aykırı olmakla geçersizdir. Bu durumda ve bu açıklamalar karşısında mahkemenin sözleşmenin bu maddelerine dayanak olarak hüküm tesis etmesinin yersiz olduğu aşikardır.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere ve Ticaret Kanunun 133/1. maddesi gereğince süreli dahi olsa haklı sebeplerle acentelik sözleşmesi her zaman feshedilebilir. Bu halde mahkemece davalı tarafından cevap layihasında ileri sürülen sebebin gerçek ve haklı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2 - Mahkemece reddedilen manevi tazminat üzerinden nisbi ücreti vekalet takdir edilmiştir. Oysa avukatlık ücret tarifesinin 11/son maddesi gereğince manevi tazminatların tümünden reddi halinde dahi hükmedilecek ücreti vekalet maktu tutarı aşamaz. Mahkeme kararı bu nedenle de ve kabul şekli itibariyle bozulamaz.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden davacı yararına bozulmasına, ve davacı vekili duruşmaya gelmiş olmakla 1400 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27.3.1979 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.