07-09-2006, 10:28
|
#3
|
|
|
Alıntı: |
|
|
|
|
|
|
|
|
X. KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK
MADDE 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 5170 - 7.5.2004 / m.1) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
|
|
|
|
|
|
Yukarıdaki anayasanın 10. maddesine 2004 yılında değişiklik yapılırken, şu anda anayasaya komisyonu başkanı olan Porf. Dr. Burhan Kuzu kadın kelimesinin erkek kelimesinden önce yazılması için çok uğraştığını, bunu diğer milletvekillerine çok zor kabul ettirdiğini anlatmıştı.
Bizi temsil eden milletvekilerinin bu tutumu sergilemesi ve mecliste kadın milletvekilerinin azlığı sonucu kadın hakları korunamıyor, bunun sonucu olarak normatif alanda kanun önünde eşitilk sağlansa bile sosyal hayatta eşitlik sağlanamıyor.
Bence bu durumdan kadınlar da sorumlu çoğu bayan akademik kariyer yerine, liseyi bitirip zengin bir kocayla evlenmeyi düşünüyor, bunun sonucu olarak kendi ekonomik bağımsızlığını kazanamayıp, erkeğe bağımlı oluyor.
Sosyal alanda kadın erkek eşitliğini sağlamak için pozitif ayrımcılık yapmaktan öte kadınların eğitim seviyesini arttırmak daha yararlı olabilir diye düşünüyorum..
Saygılar..
|