Mesajı Okuyun
Old 06-09-2006, 16:57   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Ölüm kararı

Hapishanelerde insanlar birbirine yaklaştırılmıyor belki ama dışarıda da hepimize, sadece kendimizin sığacağı küçüklükte, tek kişilik hücreler inşa ediliyor. Biz, öteki "hücrelerde" ne olup bittiğini merak etmedikçe bu inşaatların duvarlarına bir tuğla daha döşeniyor.
Oysa Şişli'de, Cami'yi Taksim'e doğru az geçince, sağ kolda bir apartman dairesinde bir avukat, insanlar hücrelerde yalnızlaştırılmasın diye ölmeye karar veriyor.

Tecride karşı 278 imza

Ölüm oruçlarında 122 insan öldükten sonra Avukat Behiç Aşçı'nın da katıldığı eylem için 278 aydın imza verdi geçen günlerde. Kaçımızın haberi var? Oysa metinde şöyle deniyordu:

Somut adımlar

"Cezaevlerinde yürütülen tecrit uygulamalarının kaldırılmasına yönelik somut adımlar atılması gerektiği görüşündeyiz. Somut adımdan ne anlıyoruz?

1. Adalet Bakanı, tecrit uygulamasının 'tartışılabilir' olduğunu kabul etmeli ve bu girişimin sözcüleriyle görüşmelidir.

2. Tartışma süreci boyunca, yani ilgili bilim adamları, meslek örgütleri, tutuklu-hükümlüler ve yakınları ile infaz idaresi bu konudaki tartışmayı tamamlayıncaya kadar;
Sorun yeni uygulamalarla ağırlaştırılmamalıdır.

Bu süre boyunca tartışma zeminine elverecek tür ve sayıda temel tecrit uygulamasından vazgeçilmelidir.

Girişimde bulunuruz

Bakanlığın bu somut adımları atması halinde; tüm tartışma zemininin takipçisi olacağımızı ve ölüm orucu eylemlerinin çözümünü sağlamak için girişimlerde bulunacağımızı bildiririz.

Çağrımıza duyarsızlık, tecrit kaynaklı işkence ve ölümlerin; hukuksal ve tarihsel sorumluluğunu siyasal iktidar üzerinde bırakacaktır."

Adalet Bakanı, bir insanın ölümünü "tartışmayacak" kadar umursamıyor olamaz değil mi? Olmamalı...

Hayat kaç metrekare?

Ölüm orucu yöntemini doğru bulmayabilirsiniz. Ölümden hayat çıkmayacağını düşünebilirsiniz. 122 insan öldükten sonra ölüm orucu eylemlerinde diretmenin boş bir inat olduğuna inanabilirsiniz.

Bir hukukçunun, adalet ararken hukuk yollarını tükettiğini, ölüm orucu eylemi yapmaktan başka çaresi kalmadığını söylemesinden hoşlanmayabilirsiniz.

Yani, bütün bu hadiseyi hiç onaylamayabilirsiniz. Ama bütün bunları düşünürken şunu da düşünün:

Bir hayat kaç metrekare olmalıdır? Bir başkasının ölümünü umursamayacak kadar dar mı?


http://www.milliyet.com.tr/2006/06/3...emelkuran.html