Mesajı Okuyun
Old 21-08-2009, 12:51   #458
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Neslihan
Sürekli savunduğum birşey vardır. ' Sadece kendimizi değiştirebilir, yola getirebiliriz '

Kadın olarak, ikili ilişkilerde, tıpkı erkek davranışı gibi mantığı egemen kılarsak, yüzeysel ve anın gerektirdiği gibi davranabilirsek,

Birlikte olduğumuz erkeği hayatımızın merkezi haline getirmezsek, ona mülkiyetimizdeki bir eşya gibi yaklaşmazsak ve örtülü de olsa hem ona, hem kendimize bir açık kapı bırakabilirsek ,

Terkedilmenin, kaybetmenin dünyanın sonu olmadığını idrak edebilirsek,

İster biriyle birlikte, ister yalnız, her koşulda ve zamanda var gücümüzle maddi ve manevi varlığımızı geliştirmeye çalışırsak, içten gelen bir enerjiyle kendi kendimize mutlu olmayı öğrenebilirsek

duruma ayak uydurabiliz diye düşünüyorum. Aldatma ve çok eşlilik her kadının vicdanına, değer yargılarına kalmış olgulardır...

Doğru söylüyorsunuz da Sayın Av. Neslihan.. Erkeklere özgü diye bilinen şekilde davranışlar sergileyen kadının kadına özgülüğünden eser kalır mı o zaman? Sadece sesli düşünüyorum, savunduğumdan değil. Kadın kadın gibi olmalı. Kadına yapılan yakıştırmacalar hep fiziksel olarak daha zayıf olduğu gibi duygusal açıdan da daha kolay incinebilir ve aşırı duygusal olduğu yönünde. Yani ilişkilere yüklediği anlam bile öylesine hayatsal ki tüm benliğini katıyor ve sınırsız bir teslimiyet duygusu bu ..Dolayısıyla da ayrılıklardan da en fazla etkilenen kadın oluyor. Erkekler gibi kadınların da daha farklı düşündüğünü ve davrandığını düşünelim. Hayatın merkezini sevdiği erkek yapmayan bir kadın olmayı öğrenmek için kadının önce BİREY olmayı öğrenmesi gerekir. Toplumda kadınlar onun eşi, bunun kızı, şunun kardeşi olarak tanımlanırken hala kadından birey olarak yaşadığı ilişkiye gereğinden fazla anlam yüklememeyi öğretmek için galiba bazı aşamaları kat etmemiz gerekiyor. İkili ilişkilerde temel ve en basit kural aşırı teslimiyetin ters teptiğidir sanırım. Bu hataya en sık düşenin de kadınlar olduğunu düşünüyorum.. Saygılar..