Mesajı Okuyun
Old 20-08-2009, 13:42   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Çocuk Koruma Kanunu;

48. maddesi,

(3) Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.

demektedir.

Buna göre Çocuk mahkemesi bulunsun veya bulunmasın yapılan yargılamada "savcı" bulunamaz.

Yargıtayda aynı görüştedir.

YARGITAY
4. Ceza Dairesi

E:2008/9363
K:2009/4359
T:10.03.2009

5237 s. Yasa m. 125/3-a
5395 s. Yasa m. 2/1
5271 s. Yasa m. 196/2

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle,başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutunaklar belgeler gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir
Ancak;
1-Duruşmalara Cumhuriyet Savcısı katılarak 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 25/1.maddesinde açıklanan " Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet Savcısı bulunmaz" buyurucu hükmüne aykırı davranılması,
2-Soruşturma evresinde uzlaştırma işleminin başarısızlıkla sonuçlanmış olması ve yarğılama sonunda belirlenen cezanın 3 yıldan az olması karşısında; 5560 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunun 23.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması konusunda değerlendirme yapılmaması,
3-Kabule göre de ;
31.10.2007 tarihli istinabe yoluyla sorgusundan önce sanığa ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmadan ve 5271 Sayılı Yasanın 94.maddesi uyarınca hakkında mevcut yakalama emrinin infaz edilmesinin anılan haktan sanığın yoksun kılınmasına neden olmayacağı gözetilmeden; 5271 Sayılı CMK.nun 196/2 madde ve fıkrası hükmüne aykırı davranılması,
4-Sanığın adli sicil kaydında yer alan mahkumiyet kararlarının 5237 Sayılı TCY. nın 58/5 madde ve fıkrası uyarınca tekerrür koşullarını oluşturmaması ve yüklenen suça konu eylemlede 5560 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden evvel gerçekleşmesi nedeniyle görevliye hakaret suçunda sanığın eylemine uyan 5237 Sayılı TCY.nın 125/3-a maddesinin hapis cezası yanında seçenek ceza olarak adli para cezası da öngörmesi karşısında; temel cezanın belirlenmesinde takdir hakkının hangi hukuki gerekçelerle dayanılarak kullanıldığı açıkca gösterdilmeden temel cezanın hapis cezası olarak belirlenmesi;
5-Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş ve fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış sanığın kısa süreli hapis cezalarının 5237 Sayılı TCY.nun 50.maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlarından birine çevrilme zorunluluğuna uyulmaması ,
Yasaya aykırı ve sanık Kadir Balin' in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA ,yarğılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın Esas/Hüküm mahkemesine göndrilmesine, 10.03.2009 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi

E:2006/1121
K:2008/114
T:23.01.2008

ÇOCUK MAHKEMESİNDE CUMHURUİYET SAVCISININ BULUNMASI VE MUTALA ALINMASI

5395 s. Yasa m. 23,24,25,geçici1

Sahte kimlik kullanmak suçundan sanık G.E.B'nin yapılan yargılaması sonunda; 765 sayılı TCK.nun 350/2, 55/3, 59 ve 647 S.k.nun 4-6 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair ........ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 18.07.2005 gün ve 2005/106 esas 2005/394 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 15.02.2006 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü;
1-Hükümden önce 15.07.2005 tarihinde 25876 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası’nın Geçici 1. maddesindeki “Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup göreve başlayıncaya kadar çocuklar tarafından işlenen suçlara ait soruşturma ve kovuşturmalar Cumhuriyet başsavcılığı ve görevli mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır.” Düzenlemesi ile aynı kanunun 25. maddesindeki “Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz.” Emredici hükümlerine aykırı olarak Cumhuriyet Savcısının katılımı ile duruşma yapılıp mütalaası alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Hükümden önce 15.07.2005 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve çocuk sanık lehine hükümler içeren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 22-23-24. maddelerinin tartışılmaması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.