13-08-2009, 09:28
|
#15
|
|
Sayın meslektaşlarım,bir meslektaşımıza karşı yapılan fiili saldırı karşısında zanlının vekalete dayalı müdafiliğini kabul etmemek konusunda hakim düşünceye katılıyorum,sonuçta vekalet ilişkisi gönüllülük esasına dayanır,işi kabul zorunluluğumuz yok ancak zanlı mutlak surette "müdafi isterim" diye tutturursa ve baro tarafından bir meslektaş müdafi atanırsa o meslektaşımızı kınamaya hakkımız olamaz diye düşünüyorum.Diğer yandan,AİHM'de Fransa'nın mahkum edildiği bir dava var;vatandaş bir avukat hakkında davacı oluyor,hiçbir avukat işi üstlenmiyor. Paris Barosu'na müracaat ediyor,baro görevlendirmesini de kabullenen olmayınca adam "adil yargınma hakkının ihlal edildiği gerekçesi"yle AİHM'e gidiyor ve ülkesini mahkum ettiriyor.
|