Mesajı Okuyun
Old 29-07-2009, 22:06   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 03.10.2005 T., 2005/10893 E., 2005/14383 K: “Davacı, davalıdan haricen satın aldığı aracın davalı tarafından evinin önünden götürüldüğünü, bu durumda araç bedeli olarak vermiş olduğu bononun da iade edilmesi gerekirken takip başlatıldığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tesbitine, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya satmış olduğu aracı, bedelinin ödenmemesi nedeniyle geri aldığını, satım sözleşmesinden birkaç gün sonra davacının kendisinden ödünç para aldığını, takip konusu bononun da bu nedenle düzenlendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bononun araç satımından kaynaklandığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında haricen düzenlenen araç satım sözleşmesi; Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi gereğince resmi biçimde düzenlenmediğinden geçersizdir. Geçersiz sözleşme ile taraflar aldıklarını aynı anda ve karşılıklı olarak sebepsiz iktisap kurallarına göre birbirlerine iade ile yükümlüdürler. Davacının, davalıdan haricen satın aldığı aracın, davalı tarafından geri alındığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı bu durumda satım bedeli olarak verilen bononun da iadesi gerekirken takip başlatılması nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini istemiş, davalı ise takip konusu bononun araç satım sözleşmesi nedeniyle değil, davacıya ödünç vermesi nedeniyle kendisine verildiğini savunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip konusu bononun araç satımı nedeniyle verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı, davacının şikayeti üzerine Anamur C.Başsavcılığının 2003/585 sayılı hazırlık dosyasında 7.3.2003 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde 2.400.000.000 TL'lık bononun araç satım sözleşmesi nedeniyle kendisine verildiğini açıkça ikrar etmiştir. Her ne kadar davalı mahkeme aşamasında bu ifadesini değiştirmişse de, davalının, araç bedelini nakit veya senet şeklinde almadan aracını davacıya teslim etmesi, ayrıca alacağı varken davacıya tekrar ödünç para vermiş olması hayatın olağan akışına aykırı olup, davalının az yukarda belirtilen harici nitelikteki ikrarı maddi olayla da bu şekilde teyit edilmektedir. O halde dava konusu olan bononun taraflar arasındaki araç alım satımı nedeniyle verildiğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu nedenle davacının takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde senedin araç alım satımından kaynaklandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.”