Mesajı Okuyun
Old 25-07-2009, 11:12   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın yeshilim,

Öncelikle zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Alıntı:
Yazan yeshilim
düzenledikleri konu itibarı ile kendi başlarına yeterli olmaları asıldır
Bu durum sadece İİK değil tüm kanunların uygulama alanları için geçerlidir elbette; fakat (hepimizce malum olduğu üzere) kanun koyucu, kanun vaz’ederken zaman zaman diğer kanunlara atıfta bulunmuştur ve atıfta bulunduğu kanunların ilgili konu ve maddelerinin işbu kanunun uygulama alanı açısından da geçerli olduğunu kabul etmiştir.

Alıntı:
Yazan yeshilim
Prosedürü düzenleyen kanundaki boşluk, açıkca yollama yapılmamış ise diğer bir prosedür kanunu hükümlerinin yorum ve kıyasen uygulanmasıyla doldurulamaz.
Burada İİK m.50/1 de açıkça: “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur” demektedir; ben atfın gayet açık olduğu kanaatindeyim; yorum söz konusu değildir. Bir de merak ettiğim husus sizce İİK m.50 deki atıf HUMK daki hangi maddelere yapılmıştır ve hangi yorum ve kıyasla bu maddelere yapıldığını kabul etmektesiniz? İİK m.50 de HUMK daki yetkiye ilişkin şu şu maddeler uygulanacaktır demiyor; (sizin sebepleriniz baz alındığında) sizin vardığınız sonuçtaki HUMK yetki maddeleri de bir yorumun sonucu olmamakta mıdır? Mesela HUMK m.23 de bu atfın kapsamında mıdır; neden? Kanun koyucu HUMK daki yetkiye dair hükümler derken sadece HUMK 193 e atıf yaptı diyemeyeceğimiz gibi HUMK 9 a v.s. atıf yaptı da diyemeyeceğimiz ortada değil midir?
Yani kısaca sizin kabul ettiğiniz durumda da İİK 50/1-c.1 i yorumlayıp boşluk doldurmaya çalışıldığı sonucu; dolayısıyla gösterdiğiniz sebeplere aykırılık ortaya çıkmayacak mıdır?

İcra İflas Kanununun 15;50/3;68/a-4;159/2;259/1;363. maddelerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa (madde belirterek) atıfta bulunulmuş; 10/a; 50/1; (temyiz ve istinafa dair) 164/2; 182/2; 254; 299; 364; 365; 366. maddelerinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa (konu belirterek) atıfta bulunulmuştur. Kanun koyucu HUMK na atıfta bulunurken daraltmak istediği konuları maddeye atıfta bulunmak suretiyle ayrılaştırmıştır. Bu durumda yetkiye ilişkin atıfta kanun koyucunun böyle bir daraltmaya gitmek istemesine dair değerlendirme yapılamaz kanaatindeyim. Çünkü muhakkaktır ki kanun koyucu kısıtlı atıf ve uygulama amaçlasa idi (diğer maddelerde olduğu gibi) bunu belirtirdi (diye düşünüyorum).

Alıntı:
Yazan yeshilim
Yetkisizlik konusunda verilen karar aynı zamanda alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddi kararı mahiyetindedir, bu nedenle artık aynı takibe devam etmek usulen mümkün değildir.
Bunu hangi anlamda belirttiğinizi biraz daha açabilir misiniz? Bu durumla beraber “yetki” hususu usuli işlem olmaktan çıkarılmalı mıdır; yetki uyuşmazlığı esasa ilişkin bir uyuşmazlık mıdır?
Merak ettiğim başka bir husus da yetki itirazından sonra alacaklı yetki itirazını kabul edip borçlunun yetkili olduğunu bildirdiği icra dairesine dosyanın gönderilmesini isteyebilecektir (yani dava ikame etmeksizin). Bu durumda “taraflar arasında bu şekilde bir yetki sözleşmesi doğduğu kabulle” yetkili sayılan icra dairesine gönderilen dosyadan da harç alınacak mıdır? Yani ortada mahiyeti tartışılabilecek bir mahkeme kararı da yoktur? Ayrıca burada zamanaşımı ne şekilde işleyecektir?

Alıntı:
Yazan yeshilim
Ancak zamanaşımı konusu bu noktadaki tek ayrımdır. Takip yetkisiz icra dairesinde de başlatılmış olsa yine alacaklının alacağını cebri icra ile takip etme iradesi sabit olduğundan zamanaşımı süresi ilk takip ile kesilmiş olur. (BK133/b.2)
Yargıtay 12 Hukuk Dairesi, 16.06.2006 T., 2006/10142 E., 2006/13106 K.: “TTK.nun 726/1. maddesi gereğince alacaklının müracaat hakkı ( ... ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrar... ) Somut olayda takip dayanağı çeklerin keşide tarihlerine göre ( 15.06.2004, 22.06.2004 ) ibraz süreleri 25.06.2004 ve 02.07.2004 günlerinde dolmaktadır. Buna göre 6 aylık zamanaşımı süresi dolmadan alacaklı 27.12.2004 tarihinde ( tatil gününden sonra ) icra takibini yetkisiz Şişli İcra Dairesinde başlatmış, süresinde yetki itirazında bulunulması üzerine dosyanın yetkili Keşan İcra Dairesine gönderilmesini, yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra HUMK.nun 193. maddesinde yazılı 10 günlük süre içinde ve 20.04.2005 tarihinde talep etmiştir. Takibin devamını sağlayıcı bu işlem zamanaşımını keser.
Bu durumda 02.05.2005 dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı tespit edilmekle itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.”

değerlendirmeniz ışığında yukarıdaki karara baktığımızda (anladığım kadarıyla) size göre Keşan İcra Dairesi ne gönderilen dosya zamanaşımına girmiştir ve bu dosya alacağı sona ermiştir???mi

Tekrar teşekkürler, saygılarımla...