Mesajı Okuyun
Old 15-07-2009, 09:25   #13
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın m_argun

1- Ben bir ikrar göremedim ama, velev ki bir ikrar söz konusu diyelim... İkrar olmasaydı da, tutanak olacaktı, o zaman da "zaten suçun işlendiği sabit, polis görmüş" mü demeliydik.

2- Cezai müeyyidesi olan her hareket suçtur ve etik ve ahlaki açıdan olumsuzdur diyebilir miyiz? Keza, cezai müeyyidesi olmayan her eylemin hukuki ya da ahlaki olduğu söylenebilir mi?

3- Somut olayda bir suç ve suçlu olduğunu varsaydığımızda ve sürücünün gerçekten telefonla konuştuğunu kabul ettiğimizde; sürücünün kimi, ne sebeple aradğı sonucu değiştirebilir mi? "Kalbime ağrı girmişti, ben de 112'yi aramıştım" derse bunu bir cezasızlık sebebi sayabilir miyiz örneğin?


Benim yaşadığım olay şu şekilde olmuştu:

Yıllar önce Adana'da, 29 Ekim günü hız limitini aşmış olduğumun radarla tespit edildiği iddiasıyla bana ceza kesilmişti. Ceza da benim için yüklüce bir cezaydı. Zira öğrenciydim ve babamın arabasıyla, babamdan habersiz almıştım arabayı. Ben etik değerlendirmemi bu minvalde yapmıştım daha ziyade. Bir kaç gün sonra Ankara'ya döndüm ve borç harç parayı denkleştirip cezayı ödemeye gittim. Bana ceza tutarının 3 katını ödemem gerektiği söylendi. Çünkü tutanakta 29 Ekim değil, 29 Eylül yazıyordu. Polis memuru sehven bir hata yapmış ben de farketmemişim. Ve cezayı 1 ay sonra ödüyor gibi katlanmıştı. O zaman bana söylenen şey, 3 katını ödemek istemiyorsan Adana Defterdarlığından düzeltme yaptırmam gerektiği idi.

Sonuçta ne mi oldu? Ben o cezayı öde(ye)medim. Babam o arabayı sattı. Ve o ceza hiç bir yerde karşımıza çıkmadı.

Sizce kim suçlu?