Mesajı Okuyun
Old 12-07-2009, 13:44   #11
Av.Elkan

 
Varsayılan

Öncelikle tutuklama kararı verilmesi mevcut uygulamalar bakımından yerinde bir karar. Şöyle ki; aslolan tabiidir ki yargılamanın tutuksuz olması ve yargılama sonunda bir ceza tayin edilecek ise; sanğın cezasını çekmesidir. Ancak ne yazık ki ülkemizdeki yerleşik uygulama eğer bir sanığa ceza verileck ise bunun tutuklanma müessesi ile başta çektirilmesi. Zira zamanaşım, yasa değişikliği, yeni yasa, eski yasa v.s. derken, işi sonuna bırakırsanız suçlar ve suçlular cezasız kalabiliyor. Keşke ideal olanı uygulayabilsek.

Öznel duruma dönersek. Meslektaşımız haciz sırasında darp ediliyor. Her tarafı yara bere içinde, dudağının iç kısmına 6 dikiş atılmışı vaziyette. Sanık eve gelir gelmez saldırıyor. Meslektaşımız kendini kurtarmak için evin balkonuna yöneliyor ordan atlamayı düşünüyor fakat yüksek olduğu için başaramıyor. Sonra kaçmak istersen sanık odada kıstırıyor ve boğazını sıkıyor, nefessiz kalınca ölür korkusu ile bıraktığ anda hacizdeki diğer avukatlar ve şöfor yetişiyor ve kurtarıyor.

Sorgudan sora sanık serbest bırakılınca davranışı daha ilginç. Telefon ile bir yakını ile konuşuyor. Tabiiki serbest bırakacaklar ben icra memurunu değil avukatı dövdüm. Bir avukat dövdükk diye tutuklayacak halleri yok ya diyor. Ben inanıyorum ki; eğer icra memurunu dömüş olsa idi tutuklama kararı çıkardı. Akabinde sanğın abisi müvekkil tehdit ediyor. Hemde polisler ve avukatarın yanında. Yetmiyor sanık müvekkile bir daha hacze gelirken 50 polis al yanına yoksa kafanı koparırım diyor. Aradan 3 gün geçiyor biz itiraz için savcı ve hakim ararken sank da adliyede arkadaşımızla tekrar karşılaşıyor ve sanık adresi biliyorsun buyur gel şeklinde tehditkar bir uslüpla yine arkadaşımıza sataşıyor. Hemde yaında 7-8 avukat arkadaş varken... Olayda kasten yaralam var, zorlama bir yorum olsada öldürmeye teşebbüs var (boğazını nefessiz kalacak derecede sıkıyor), görevni yaptırmama var, ölümle tehdit var. Bu davranışlar bir Hakime, Savcıya hatta memura yapılmış olsa idi tutuklama kararı verilmezmiydi??? Takdiri sizlere bırakıyorum

Arkadaşımızın sorularına da cevap vermeye çalışayım

1- İstanbul barosu CMK ücrtelrenin ödenmemesi nedeniyle alınan boykot kararı gereği CMK kapsamında avukat görevlendirmesi yapmıyor. Sorgu hakimi de buna kızarak Baro yönetimi ve tüm CMK'dan görev alan avukatar hakkında suç duyurusunda bulunmuş, serbest bırakma kararının bunda etkisi olabilir diye düşünüyoruz. Tabiiki o yarıgıcın vicdani kararı belki bundan etkilendi, belki tutuklamanın gereçkeleri yok diye düşündü. Onu birebir bilme şansımız yok ancak tahmin edebiliriz.

2- Biz serbest bırakma kararına CMK 101/5 hükmü gereği Suctan Zarar Gören vekili sıfatı ile yaptık.

3- İtirazı İstanbul Barosu Yapmış. Baronun sitesinde dilekçe örneği de var. Ordan bakabilirsiniz. Benim baro adında bir beyanda bulunmaya hakkım yok sanırım.

4- İki ayrı itiraz olduğu için iki ayrı karar verme gereği duydular belki de bilemiyorum. Detaylarını hazırlık soruşturma dosyasını tekrar inceleyip ek bir bilgi edinirsem yazarım.

5- Bir sızlanma yok. Öyle bir algı oluştuysa benden kaynaklı düzelteyim. Ama eleştiri hakkı her zaman var. Zaten sızlanmadık biz de bölge avukatarı olarak gereğini elimizden geldiince yaptık. Her aşamada arkadaşımaz destek olduk.

Selamlar iyi pazarlar herkese