Muris A, 1998 yılında vefat etmiş olup geriye mirasçıları olarak B(kızı), C(oğlu), D(oğlu), E(kızı), F(torunu), G(torunu) ve H(torunu) kalmıştır. Murisin üç adet dükkanı ve bir bahçeli evi vardır ve tapu kaydı halen muris A üzerinedir. Yani mirasçılar bu taşınmazlar üzerinde müştereken iştirak halinde mülkiyet sahibidirler. Ancak mirasçılardan sadece C, D ve F bu dükkanlardan ve evden yararlanmaktadırlar. Bu yararlanma A’nın ölümünden önceki döneme dayanmakta ve halen bu şekilde devam etmektedir(10 yıldır). Aralarında herhangi bir taksim sözleşmesi veya önceden açılmış müdahelenin men’i davası veya izale-i şuyu davası yoktur,sadece fiili bir paylaşım vardır. Mirasçılardan G, bu taşınmazları kullanan C,D ve F’ye 03.11.2008 tarihinde ihtarname göndererek hissesi oranında geri dönük 5 yıllık ecr-i misil tazminatı talep etmiş ve daha sonra 02.02.2009 tarihinde ecr-i misil davası açmıştır. C ve D davacının(G’nin) amcaları, F ise abisidir. Davalılardan C ve D bu taşınmazları fiili olarak paylaştıklarını davacının kendilerinden herhangi bir hak talep edemeyeceğini,hak talep edebileceği kişinin diğer davalı F olduğunu iddia etmektedirler. Davalı F ise uzun süredir taşınmazların bu şekilde kullanıldığı bu nedenle bir zımni kabul olduğunu ve intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürmektedir.

Fiili bir paylaşma ve uzun süre(10 yıl) bu şekilde kullanılmış olması durumu G’nin ecr-i misil talep hakkını ortadan kaldırır mı?