Mesajı Okuyun
Old 08-07-2009, 15:43   #3
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/2702

K. 2001/6780

T. 25.6.2001

� BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Basın Özgürlüğünün Amacı - Kamunun İlgisini Çeken Olaylarda Toplumun Bilgilendirilmesinin Sağlanması )

� TAZMİNAT ( Basın Özgürlüğüyle Kişilik Haklarının Çatışması - Hukuka Uygunluk Sınırları İçinde Kalınması )

� MANEVİ TAZMİNAT ( Saldırı Teşkil Eden Eylem Ve Olayın Özelliği - Kusur Oranını İşgal Ettikleri Makamı Ve Sosyal Ekonomik Durumların Gözönünde Bulundurulması )

� BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ( Kanunun Takdir Hakkı Verdiği Hususlarda Hakimin Hak Ve Nısfetle Hüküm Vereceği )

� HAKİMİN TAKDİR HAKKI ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı - Manevi Tazminatın Yanında Karar Özetinin de Yayınına Karar Verilmesi )

818/m.49

2709/m.28

743/m.4


ÖZET : Anayasanın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğünün amacı kamunun ilgisini çeken olaylarda toplumun bilgilendirilmesini sağlamaktır. Bu nedenle bazı durumlarda basın özgürlüğü ile kişilik hakları çatışabilir. Bu çatışma halinde haberin verilmesinde hukuka uygunluk sınırları içinde kalındığı taktirde basının sorumluluğundan söz edilemez. Bir haberin verilmesinde gerçeklik, kamu yararı, güncellik, öz ile biçim arasında denge kuralları ihlal edilmemiş ise haberin hukuka uygun olduğu gerek yargısal kararlarda gerekse bilimsel görüşlerde kabul edilmektedir.
Borçlar Kanununun 49. maddesinde hakimin tazminatın ödenmesi yerine diğer bir yaptırıma veya ilave bir yaptırımı öngören bir karar verebileceği gibi, saldırıyı kınayan bir hükümde kurabileceği öngörülmüştür.Medeni Kanunun 4. maddesinde ise yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda hakimin somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar vereceği düzenlenmiştir. Davaya konu olayda, mahkemece istenen tazminatın kısmen hüküm altına alınması ile davalıların eylemlerinin sabit olduğu belirlenmiş, böylece hukuka aykırılığın saptanmış olması ve hem de yararına tazminata hükmedilmekle davacının tatmin duygusu sağlanmış bulunmaktadır. Somut olayın özelliğine, haberin verilişinden bu yana uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Kanununun 49/2. maddesindeki ölçüler esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olması uygun değildir.
DAVA : Davacı Türkan ..... ve Mehmet ...... vekili tarafından, davalı Bi..... Yayıncılık AŞ ve diğerleri aleyhine 21.7.2000 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle 5er milyar lira manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; 2,5ar milyar manevi tazminatın davalılardan alınmasına dair verilen 14.12.2000 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı Mehmet Berberinin temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların davacı Türkan ....... hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 16.6.2000 günlü Sa..... Gazetesi Başkent Ekinde davalı Cüneyt ........ tarafından kaleme alınan Mapus Günleri başlıklı yazıda müvekkili Türkan Berber hakkında gerçek dışı iddialarda bulunulduğunu ileri sürmüştür.
Davalılar vekili yazıda belirtilen hususların yazının yayınlandığı tarih itibariyle görünüşteki gerçeğe uygun olduğunu, basının haber verme hakkını kullandığını savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara, yazıda geçen sözler ve beyanlara göre davacının kişilik haklarına saldırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğünün amacı kamunun ilgisini çeken olaylarda toplumun bilgilendirilmesini sağlamaktır. Bu nedenle bazı durumlarda basın özgürlüğü ile kişilik hakları çatışabilir. Bu çatışma halinde haberin verilmesinde hukuka uygunluk sınırları içinde kalındığı taktirde basının sorumluluğundan söz edilemez. Bir haberin verilmesinde gerçeklik, kamu yararı, güncellik, öz ile biçim arasında denge kuralları ihlal edilmemiş ise haberin hukuka uygun olduğu gerek yargısal kararlarda gerekse bilimsel görüşlerde kabul edilmektedir. Haber verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan gerçeklik somut gerçeklik olmayıp haberin verildiği andaki olayın beliriş biçimine uygunluk olarak anlaşılmaktadır. Basına somut gerçeği araştırma gibi bir görev yüklenmemiştir.
Dava konusu yazıda, davacı Türkan B...in öğrencisi Gözde ...ı dövdüğü ve aşağıladığı ve bu nedenle davacı ile tartışan Gözdenin babası olan Erhan ...ın tutuklandığı belirtilerek, bu tutuklanmanın nedeni olarak davacı Türkan ...in eşinin adliyede hakim sıfatıyla görev yapması gösterilmiştir. Dosya içinde bulunan öğrenci Gözde ...rın yaralanmasına ilişkin 8.6.2000 günlü geçici rapor ve diğer raporlar, Çankaya Kaymakamlığının yapılan inceleme sonrasında alınan ifadelerden davacının öğrencisi Gözdeyi dövdüğü, aşağıladığı ve hakaret ettiği iddialarının doğruluk kazandığı gerekçesiyle davacı hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin 25.7.2000 günlü kararı, öğrenci velisi Erkan A...rın yargılandığı Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/651 esas sayılı dosya içeriği karşısında yazıda dile getirilen hususların o anda görünen gerçeğe uygun olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu hali ile yazı yayın tarihinde haber verme sınırları içinde kalıp hukuka uygundur.
O halde davacı Türkan ...ın isteminin tümden reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalıların diğer davacı Mehmet ... re yönelik temyiz itirazına gelince;
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Yayına konu olan olayın gelişimi, yazıda kullanılan sözcükler ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde tazminata hükmedilmelidir.
Ayrıca davacı manevi tazminatın yanında karar özetinin de yayınına karar verilmesini istemiş, mahkemece bu istem de kabul edilmiştir. Borçlar Kanununun 49. maddesinde hakimin tazminatın ödenmesi yerine diğer bir yaptırıma veya ilave bir yaptırımı öngören bir karar verebileceği gibi, saldırıyı kınayan bir hükümde kurabileceği öngörülmüştür. Medeni Kanunun 4. maddesinde ise yasanın takdir hakkı tanıdığı durumlarda hakimin somut olaydaki olguları gözeterek hak ve adalete göre karar vereceği düzenlenmiştir. Davaya konu olayda, mahkemece istenen tazminatın kısmen hüküm altına alınması ile davalıların eylemlerinin sabit olduğu belirlenmiş, böylece hukuka aykırılığın saptanmış olması ve hem de yararına tazminata hükmedilmekle davacının tatmin duygusu sağlanmış bulunmaktadır. Somut olayın özelliğine, haberin verilişinden bu yana uzun bir sürenin geçmiş bulunmasına ve Borçlar Kanununun 49/2. maddesindeki ölçüler esas alındığında ayrıca yayına da karar verilmiş olması uygun değildir.
Bu yönlerin gözetilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ve 3 ) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, davacı Mehmet ...in temyiz itirazlarının yukarıda ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, bozma nedenine göre davacı Türkan ...in temyiz itirazları ile davalıların Türkan Berber aleyhine olan diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.06.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : Çoğunluğun bozma kararının 3 nolu bendine katılamıyorum.
Zira davacı Türkan ...e yönelik bozma gerekçesi aynen davacı Mehmet ... bakımından da gerçekleşmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla dava konusu yayın davacı Mehmet Berber yönünden de hukuka uygun bulunduğundan her iki davacının davasının da reddedilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan bozma kararının 3 nolu bendine bu nedenle katılamıyorum. 25.06.2001
KARŞI OY : Gerçekliği kanıtlanmamış haber abartılı biçimde verilmiştir. Bu bakımdan yerel mahkemenin hukuka aykırılığı tesbit etmesi uygun olduğu halde, aksinin kabulü ile davacı Türkan Berber hakkındaki kararın bozulmuş olmasına katılamıyorum. 25.06.2001
yarx