Mesajı Okuyun
Old 04-07-2009, 12:48   #7
Av. Caner Arıcı

 
Varsayılan

kıdem ve ihbar tazminatı vs. diğer işçi alacakları davasının temel dayanağı "hizmet ilişkisi" dir. yani işverenle işçi arasında hizmet sözleşmesi olması yeterlidir. işverence ssk da bazı aylarda 30 günden az çalışmış gibi gösterilebilir, veya aralarda tekrar işe giriş bildirgeleri verilip arada boşluk varmış gibi gösterilebilir. hizmet tespitine ilişkin dava ile kıdem tazminatı vs. diğer işçilik alacaklarına ilişkin davaların araştırılma, delillerin değerlendirilmesi vs. hususları birbirinden farklıdır. Yukarıdaki yargıtay kararında aynı davada hem hizmet süresinin tespiti, hem de belirtilen alacaklar ile tazminatlar talep edilmiştir. Bu durumda öncelikle mahkemece hizmet tespitine ilişkin araştırma yapılıp bir karar verilecek, diğer alacaklara ilişkin dava ise tefrik edilip öyle karar verilecektir. soruya gelirsek, tabii ki hizmet tespitini talep etmeden işçinin işe başladığı ve işten fiilen (SSK cetvelinde görülen değil) ayrıldığı günü ve işten işverence çıkarıldığını belirterek belirtilen tazminat ve alacaklar konusunda dava açılabilir. Burada işverenin sigortada gösterdiği işten çıkış tarihinde işçinin işi haklı bir sebep olmaksızın bıraktığını ispatlamak zorundadır. birçok yargotay kararında belirtildiği üzere fiili çalışma olgusu her türlü delille (özellikle tanık) ispat edilebilir... mahkemenin hizmet tespiti davası açmak için süre vermiş olması ilginç??!! burada ssk dosyası dikkatle inelenip, işten çıkış bildirgesine işçinin imza atıp atmadığı,imza varsa bunun işçiye ait olup olmadığı konusunda mutlaka beyanda bulunmak gerekir ayrıca...