Mesajı Okuyun
Old 29-06-2009, 22:50   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Yorumsuz

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 03.06.2002 T., 2002/6665 E., 2002/7412 K:

Davalının Türk Kanunu Medenisinin 162. maddesine dayanan derdest davasının olması 4721 Sayılı Kanunun 169. maddesi uyarınca tedbiri gereksiz kılmaz. Zira, her iki nafakanın şartları başkadır.
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan , özellikle eşlerin barınmasına ( TMK. md.186/1 )geçimine, ( TMK md.185/3 )malların yönetimine ( TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215 )ve çocukların bakım ve korunmasına ( TMK.md.185/2 )ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden ( resen )almak zorundadır. O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/2, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliği ile karar verildi.”
743 S.K. m.162: “Karı kocadan her biri, müşterek hayatın devamı yüzünden, sıhhâti, şöhreti veya işinin terakkisi ciddi surette tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilirler. (4721 S.K. m.197/1)
Boşanma veya ayrılık dâvası ikame edildikten sonra karı kocadan her biri, dâva devam ettikçe, diğerinden ayrı yaşamak hakkını haizdir.
Karı kocadan biri talep eder ve ayrı yaşamak keyfiyeti haklı olursa, hâkim hangisi tarafından diğerinin iaşesi için ne miktar muavenette bulunulacağını tayin eder.(4721 S.K. m.197/2)”
4721 S.K. m.169: “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 26.11.1980 T., 1980/2-465 E., 1980/2477 K: -743 S.K. 137. maddesi dayanak kılınmıştır; 4721 S.K. un 169. maddesine tekabül etmektedir.-
“Taraflar arasındaki nafakanın arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 20. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.2.1978 gün ve 1973/1799 - 1978/2325 sayılı kararın incelenmesi davacı Müzeyyen tarafından istenilmesi üzerine,
( ...Şartları var ise, dava günü ile boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği gün arasında geçerli olmak üzere, evvelce takdir edilmiş olan nafakanın arttırılması, şartları yoksa artırma isteğinin reddedilmesi gerekir. Olaya uymayan düşüncelerle uyuşmazlığın esası incelenmeden davanın reddedilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. İşin yeni bir dava olarak ele alınıp harcı ikmal ettirilmek suretiyle bakılması mümkündür ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki kâğıtlara, önce sonuçlanıp 20.4.1977 tarihinde kesinleşen boşanma hükmü ile ona ait dosya muhtevasına ve nafakanın artırılması isteğini taşıyan dilekçenin 4.7.1974 tarihinde ve önceki hüküm kesinleşmeden verilmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacının Avukatının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının (BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.”