Mesajı Okuyun
Old 29-06-2009, 09:10   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın dsahutoglu;
Muvazaa iddiasını kimlere karşı ileri sürülebileceği ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği durumlar hakkında aşağıdaki bilgilerden yararlanabilirsiniz. Saygılarımla..
Muvazaa iddiası, taraflara ve hukuki haleflerine karşı ileri sürülebile­ceği gibi üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Ancak muvazaa nede­niyle görünürdeki işlemin üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi ilkesi mutlak bir ilke değil. Görünürdeki işlemin üçüncü kişilere karşı ileri sü­rüleme­diği yani üçüncü kişilerin hukuk düzeni tarafından korunduğu istisnai du­rumlar: 1-Yazılı borç ikrarı, 2-Tapu kütüğüne güvenin korunması 3-Dürüstlük kuralı­.

1. Yazılı borç ikrarı
Borçlar Kanunu’nun 18’inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre, yazılı borç ikra­rının varlığı halinde, görünürdeki işlemin geçersizliği ileri sürüle­meyecektir. Bu hükme göre “Tahriri borç ikrarına istinat ile alacaklı sıfatını iktisap eden başkasına karşı, borçlu tarafından muvazaa iddiası dermeyan olunamaz”. Yasa bu hükümle, borçlunun yazılı olarak borç ikrarında bulun­ması halinde, alacaklının, bu senetten doğan alacak hakkını bir başkasına devretmesi halinde, taraflar arasındaki muvazaanın devir alan üçüncü kişiye karşı ileri sürülemeyeceğini kabul etmiştir. Ancak alacağı devir alan üçüncü kişiye muvazaanın ileri sürülememesi iyiniyetli olması koşuluna bağlıdır.

2. Tapu kütüğüne güvenin korunması
Türk Medeni Kanunu’nun 1023’üncü maddesi “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişi­nin bu kazanımı korunur.” hükmünü getirmiştir. Bu hükme göre, tapu sici­lindeki kayda iyiniyetle dayanarak bir gayrimenkul üzerinde mülki­yet veya sınırlı bir ayni hak kazanan kimse, devreden tasarrufa yetkili ol­masa dahi kazanımında korunmuştur.
Örneğin, A ile B gerçekte istemedikleri halde sırf üçüncü kişileri al­datmak amacıyla muvazaalı bir satım akdine dayanarak A’ya ait gayrimenkulü tapuda B adına tescil ettirmiş iseler, taşınmazın iktisabında illilik prensibi geçerli olduğu için muvazaa nedeniyle geçersiz olan satım akdine dayanılarak yapılan tescil de geçersiz olur. TMK madde 1025 uya­rınca yapılacak bu tescil yolsuz tescildir. Ancak TMK madde 1023 ile mu­vazaa nede­niyle geçersiz satım akdine dayanan yolsuz tescile güvenerek mülkiyet veya sınırlı ayni hak kazanan iyiniyetli üçüncü kişinin iktisabını korumuştur.

3. Dürüstlük kuralı
Gerek doktrinde gerek Yargıtayın yerleşik uygulamalarında görünür­deki işlemin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmenin dürüstlük kura­lına aykırı olduğu hallerde, muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği kabul edilmektedir.