Mesajı Okuyun
Old 17-06-2009, 18:38   #5
Kilimanjaro

 
Varsayılan

3167 Sayılı Kanun:

SORUMLULUK:
MADDE 2.- Bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca 9 uncu maddeye göre bankalara yapılan duyurular çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar; ayrıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.

MADDE 4/2.- Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10 uncu maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.

MADDE 13/2.- 16 ncı madde gereğince hükmolunan yasaklama süresi içinde çek hesabı açtıranlara bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Hakkında yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan bankalara birmilyar liradan beşmilyar liraya kadar ağır para cezası verilir.

Karşılıksız bir çekte sorumluluk sadece bankada değildir. Banka 3167 sayılı Kanun'un 2. maddesindeki yükümlülüklere taban tabana zıt hareket etmiş olsa bile, bir karşılıksız çekte daima çek hamilinin de kısmen dahi olsa sorumluluğu söz konusudur. Zira çek hamili de gerekli basiret ve özeni göstermeden yerine göre parasız pulsuz, yerine göre hiç tanımadığı, vs. kişilerden çek almayı, yani ödemenin çekle yapılmasını kabul etmiştir. Bu açıdan çek hamilinin de kusuru bulunmaktadır. Bir de tabi şöyle bir durum da olabilir: Banka 3167 sayılı Kanun çerçevesinde yükümlülüklerine harfiyen uymuştur, çek hesabı sahibi her yönden yeterlilik taşımaktadır, ancak çek hesabı sahibi çek karnesi/karneleri aldıktan bir süre sonra ekonomik sebeplerle sıkıntıya düşebilir ve çekleri karşılıksız kalabilir. Bankaların başlangıçtaki yeterlilik durumunu her zaman araştırma gibi bir mükellefiyetleri bulunmamaktadır. Bankalar sadece yeni çek karnesi verirken 3167 sayılı Kanun hükümlerini gözetirler; çek karnesi verildikten sonra koçandaki çekler tükeninceye dek bankaların tek sorumluluğu, karşılıksız çeklerde düzeltme hakkını kullanmayan çek hesabı sahibine ihtar göndererek elindeki çek karnelerini bankalara iade etmesini istemekten ve on günlük süre içinde çek karnelerini iade etmeyen çek hesabı sahipleri hakkında da 3167 sayılı Kanun m.13/1 gereğince savcılığa suç duyurusunda bulunmaktan ibarettir. Bu açıdan, çekle ödeme teklifi aldığımızda keşidecinin ve cirantaların kim olduğuna, bu kişilerin ödeme güçlerinin bulunup bulunmadığına dikkat etmemiz gerekmektedir. Bu yönde herhangi bir araştırma yapmadan çek yaprağını almışsak, çek bedelinin hiç değilse bir kısmının tahsil edilebilmesi için bankanın da kanuni mükellefiyetlerini yerine getirmemiş olmasını ummaktan ve bu anlamda keşideci ve cirantalara karşı yürütülen takipte aciz belgesi aldıktan sonra bankaya karşı dava açarak bir bakıma şansını bu yolla denemekten başka bir çıkar yol kalmamış olur

Alıntı:
Ayrıca burada bence eleştirecek bir başka nokta da, çekin karşılıksız çıkması durumunda bankanın sorumlu olduğu miktarı bankadan talep ederken, bankanın çekin aslını talep etmesi. Siz çekin aslını bankaya verdiğinizde geri kalan borcu tahsil için başvuracağınız yasal yolları zayıflattığınız için, hiçkimse küçük bir bedeli bankadan alma uğruna büyük bedelli çeki bankaya vermiyor ve bu da uygulamada bankaların hukuken sorumlu olduğu miktarı dahi ödemeden kaçınabilmelerini sağlıyor.

3167 Sayılı Kanun m.4/2 hükmü gereğince bankadan yasal sorumluluk tutarının tahsil edlmesinden sonra çek aslının bankaya verilip onaylı suretin alınması çek hamilinin yasal haklarını hiçbir şekilde kısıtlamaz. Sadece çek hamili belki psikolojik açıdan onaylı çek suretininin görünüşteki farklılık sebebiyle çek aslının yerini doldurmayacağını düşünebilir