Mesajı Okuyun
Old 01-06-2009, 13:33   #3
Promethos

 
Varsayılan

Aşağıdaki kararı okumanızı tavsiye ederim.Zira Yargıtay kefil tarafından verilmiş bir rehin yok ise kefilin sorumluluğunun BK 487/1 madde kapsamında değerlendirileceğini belirtiyor.Ayrıca tahsilde tekürrür olmamak kaydıyla açılan ipoteğin paraya çavrilmesi yolu ile takibin de bulunması halinde bir problem kalmamaktadır.
HD 11 <> E: 2008/1615 <> K: 2008/2172 <> T: 25.02.2008

* İHTİYATİ HACİZ
* ASIL BORÇLUYA BAŞVURMADAN KEFİLE BAŞVURULMASI
* MÜTESELSİL KEFİL
* MÜŞTEREK MÜTESELSİL BORÇLU
* REHİNLİ ALACAKLAR HAKKINDA

İhtiyati hacze karar verilebilmesi için diğer koşulların yanında alacağın rehinle temin edilmemiş olması zorunludur. Ancak bahse konu yasal düzenlemeler, borçluya yöneliktir. Kefillerin sorumluluğu ise BK.nun 487/1. maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabilecektir. Dolayısıyla, alacaklının kefile veya kefillere yönelik olarak ihtiyati haciz talep etmesine engel bir durum bulunmamaktadır.

(2004 s. İİK. m. 45, 257) (818 s. BK. m. 487)

Taraflar arasında görülen davada Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 01.11.2007 tarih ve 2007/464 - 2007/464 D.İş sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

İhtiyati haciz talep eden vekili, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları kredi borcunun hesabın kat edilmesine rağmen ödenmediğini, karşı tarafın mallarını kaçırma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, kredi alacağının ipotek ve menkul rehini ile teminat altına alındığı, ihtiyati haciz koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati haciz talep eden vekili temyiz etmiştir.

İstem, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Alacaklı bankanın, kredi sözleşmesi uyarınca istem dışı M. U. Nak. Pet. ve Gıd.Paz.Ltd.Şti.'ne kredi kullandırdığı, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin bu kredinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefilleri bulunduğu, ayrıca anılan kredi sözleşmesinin teminatı olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefillerden M. Masum T.'in taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiği, ayrıca teminat olarak kredi kullanan firma tarafından menkul rehin sözleşmesiyle bir kısım araçların rehin olarak verildiği, hesabın kat edilerek borcun ödenmesinin kredi lehdarı borçlu şirket dahil tüm sorumlulardan istenmesine rağmen bir ödeme yapılmadığı, ihtiyati haciz isteminin müşterek borçlu ve müteselsil kefillere yönelik bulunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.

Çekişme, müşterek borçlu ve müteselsil kefiller bakımından ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. İİK.nun 45 inci maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak, rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağının iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. Aynı yasanın 257 nci maddesi uyarınca da ihtiyati hacze karar verilebilmesi için diğer koşulların yanında alacağın rehinle temin edilmemiş olması zorunludur. Ancak, bahse konu yasal düzenlemeler, borçluya yöneliktir. Kefillerin sorumluluğu ise BK.nun 487/1 inci maddesinde hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemeye göre kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabilecektir.

Dolayısıyla, alacaklının kefile veya kefillere yönelik olarak ihtiyati haciz talep etmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Somut olayda asıl borçluya yönelik bir istem yoktur. Bu durum karşısında, müşterek borçlu ve müteselsil kefillerden M. Masum T.'in taşınmazının sadece kredi lehdarı asıl borçlunun sorumluluğunun teminatı için ipotek edildiği, yine bu sorumluluğunu teminat için asıl borçlu tarafından menkul rehin sözleşmesinin yapıldığı, anılan teminatların kefaletleri kapsamadığı dikkate alınıp, müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden yazılı gerekçeyle istemin reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.