Mesajı Okuyun
Old 24-05-2009, 17:27   #1
Nusret

 
Varsayılan Tedbir Talebi ve AİHS'nin 13. maddesi

Büyük bir çoğunlukla iş mahkemelerinde işçi alacaklarıyla ilgili vekillik yapmakla meşgulüm. Diğer davalar için de geçerlidir, ama işçi alacaklarıyla ilgili açtığımız bu davalarda en çok karşılaştığımız sorunlardan birisi, alacağın teminat altına alınması için talep ettiğimiz tedbirlerin hakim tarafından reddedilmesidir.

Ben burada sıradan bir tedbirin bile yeterli olmadığını, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini düşünürken, sıradan bir tedbir kararı almak için neredeyse göbeğimiz çatlıyor. Çoğu durumda alamıyoruz dahi. Eskiden araç ve gayrımenkul (sanırım sicile yazılı mallar olduğu için) üzerine tedbir konulurken, artık bu tür mallar üzerine bile birçok iş hakimi tarafından tedbir konulmamaktadır.

Bu durumun, AİHS'nin "Etkili başvurma hakkı" başlıklı 13. maddesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Tedbir kararını reddeden hakimlerin ortak gerekçesi, kendilerinin dava ile talep edilen alacağı garanti altına almak gibi bir yükümlülüklerinin olmadığı savunmasıdır. Ben bu savunmanın da haksız olduğunu düşünüyorum. Haklı ya da haksız, sonuç itibariyle ortada, tedbir taleplerinin reddedilmesi nedeniyle etkin bir başvurunun yapılamaması durumu vardır. Bu nedenle bence, 13. maddenin "Bu Sözleşme'de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ihlal fiili resmi görev yapan kimseler tarafından bu sıfatlarına dayanılarak yapılmış da olsa, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir." şeklindeki düzenlemesine aykırı bir durum doğmaktadır.

Bu etkin başvuru imkansızlığını, başka konularda da, örneğin, ilamların icrasında şirketlerin içini boşaltan ortakların şahsi sorumluluğu bulunmaması vb. gibi konularda da tartışabiliriz.

Arkadaşlar da bu konudaki düşüncelerini yazarlarsa sevinirim.