Mesajı Okuyun
Old 23-05-2009, 13:41   #2
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan faydalı olması dileğiyle...

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/958

K. 2000/1211

T. 18.2.2000

• SAVUNMA SINIRININ AŞILMASI ( Karşı Tarafın ve Karar Makamının Onurunu Kıracak Davranışlardan Sakınmaları Mesleki Etik Kuralının Bir Gereği Olduğu )

• MESLEKİ ETİK KURALI ( Avukatların Temsil Ettikleri Müvekkillerinin Çıkarlarını Savunurken Karşı Tarafın ve Karar Makamının Onurunu Kıracak Davranışlardan Sakınmaları Mesleki Etik Kuralının Bir Gereği Olduğu )

• AVUKATLARIN SORUMLULUĞU ( Temsil Ettikleri Müvekkillerinin Çıkarlarını Savunurken Karşı Tarafın ve Karar Makamının Onurunu Kıracak Davranışlardan Sakınmaları Mesleki Etik Kuralının Bir Gereği Olduğu )

1086/m.78/2


ÖZET :Avukatların temsil ettikleri müvekkillerinin çıkarlarını savunurken karşı tarafın ve karar makamının onurunu kıracak davranışlardan sakınmaları mesleki etik kuralının bir gereği olmalıdır.
DAVA : O.... Ltd.Şti. vs. ile U....San.Tic.AŞ. arasındaki davadan dolayı Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 20.10.1998 gün ve 1997/363 - 1998/1186 sayılı kararı onayan Daire'nin 16.09.1999 gün ve 1999/1893 - 1999/6815 sayılı kararı aleyhinde vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Av.Teoman S..u'nun 30.11.1999 günlü ve Dairemizin 16.09.1999 tarih 1999/1893 - 6815 sayılı ilama yönelik karar düzeltme istemini içeren dilekçesi incelendi;
Davacı vekili, Av.Teoman S.... dilekçesinin 2.sahife 14 ve 15 satırında ( galiba sadece bozulmuş olmak için, ceffelkalem bozulan kararı ) aynı sahifenin 26 ve 27 nci satırında ( Yargıtay kararı ise, bize göre, Bilirkişiler Kurulu Sh.2 raporunun ve mahkeme kararının parlaklığında kavruk kalmış bir metin olarak ) aynı sahife 30 ncu satırda ( şu anda ortada duran sonuç bize göre hüzün vericidir ) 3 ncü sahife 7.satırda ( bu Yargıtay kararı ile alınmış olması bize göre görevin kötüye kullanılışıdır. ) aynı sahifenin 31.satırında ( ...... düşünülmeksizin birden ceffelkalem..... ) şeklinde, iddia ve savunma ile ilgisi olmayan ve bunları aşan cümlelere yer verdiği görülmüştür.
Dairemiz, Anayasa ve Avukatlık Yasası'nın öngördüğü biçimde, savunmanın kutsallığı ve avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, avukatların mesleki faaliyetlerini geniş bir dokunulmazlık çerçevesi içinde yapmaları gerektiği inancı içerisindedir.
Ancak, avukatların da, karar makamında olan, Anayasa, Kanun'a ve Hukuk'a uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar veren hakimlerinde dürüst, bilgi yüklü, onur ve erdem sahibi kişiler olduklarını gözden uzak tutmamaları gerekir. Temsil ettikleri müvekkillerinin çıkarlarını savunurken karşı tarafın ve karar makamının onurunu kıracak davranışlardan sakınmaları mesleki etik kuralının da bir gereği olmalıdır. Güzel Türkçe'miz, hakareti içeren sözcüklerin dışında, savunmanın, başkasını incitmeyecek kelimelerle yapılmasını içeren güzel ve veciz sözcüklerle dolu olduğu bir gerçektir.
Bu nedenledir ki, anılan avukatın yukarıda alıntı yapılan cümlelerinin HUMK.nun 78/2 maddesi uyarınca, münasebetsiz ve savunmayla bir ilgisi olmadığı sonucuna varıldığından, anılan karar düzeltme dilekçesinin iadesine, yeniden tanzimi için kendisine 15 günlük süre verilmesine, bu süre içerisinde yeni dilekçe verilmediği takdirde karar düzeltme isteminden vazgeçmiş sayılacağının mahalli mahkemesince kendisine tebliğine, bu işlemlerin yapılaması için dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın MAHALLİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx


T.C.

YARGITAY

2. CEZA DAİRESİ

E. 2008/10354

K. 2008/21054

T. 3.12.2008

• HAKARET ( Dilekçede Taraflar Arasındaki Geçimsizliğin Nedenlerinin Anlatıldığı - Sanığın Eyleminin İddia ve Savunma Dokunulmazlığı Kapsamında Değerlendirilmesi Gerektiği )

• İDDİA VE SAVUNMA DOKUNULMAZLIĞI ( Dilekçede Taraflar Arasındaki Geçimsizliğin Nedenlerinin Anlatılması Nedeniyle - Hakaret Suçunun Oluşmadığı )

• DİLEKÇEDE GEÇEN İFADELER ( Geçimsizliğin Nedenlerinin Anlatıldığı - Sanığın Eyleminin İddia ve Savunma Dokunulmazlığı Kapsamında Değerlendirilmesi Gerektiği/Hakaret Suçunun Oluşmadığı )

5237/m. 125, 128


ÖZET : Sanığın davacı vekili olarak mahkemeye sunduğu dilekçede, taraflar arasındaki geçimsizliğin nedenlerini anlatttığı, uyuşmazlıkla bağlantılı ifadelerinde ileri sürdüğü hususların da davacının iddialarından ibaret olduğu anlaşıldığından, sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasa'nın 128. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
DAVA : Hakaret suçundan sanık Türkan'ın yapılan yargılaması sonucunda; mahkumiyetine dair ( İzmir İkinci Ağır Ceza Mahkemesi )'nden verilen 09.12.2005 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısı tarafından istenmekle ve dosya Yargıtay C.Başsavcılığı'nın 14.04.2008 tarihli tebliğnamesiyle Dairemize gelmekle yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğinden, sanığın, iddia sahibi davacı Kemal vekili olarak Bornova İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan boşanma davasında, mahkemeye sunduğu 12.12.2002 tarihli dilekçede, taraflar arasındaki geçimsizliğin nedenlerini anlatan, uyuşmazlıkla bağlantılı ifadelerinde ileri sürdüğü hususların, avukat olarak görev almasına aracılık eden Almanya'daki avukatlık şirketi yazısı ve ekindeki görüşme tutanağından, davacı Kemalin iddialarından ibaret olduğu anlaşılıp, mevcut kanıtlara göre boşanma davasında ileri sürülmesinin de iddia sınırların, aşmadığı belirlenmekle, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 128. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle hükümlülük kararı verilmesi,
Kabule göre de;
1- Sanığa atılı hakaret suçunun, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmanın bizzat sanığa teklif edilmesi gerekirken, sanık müdafiinin uzlaşmak istemedikleri yönündeki beyanı ile yetinilmesi,
2- Hükümden sonra 08.02.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa'nın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMY'nin 231. maddesi uyarınca; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile o yer C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), 03.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. yarx