Mesajı Okuyun
Old 03-05-2009, 18:25   #2
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Basın Kanununda zikredilen 2 aylık süre ceza yaptırımına bağlanan basın suçları konsusunda şikayet süresidir. Açılacak olan dava haksız fiil esasları üzerine inşa edilecektir.

BK;
3 - ŞAHSİ MENFAATLERİN HALELDAR OLMASI

Madde 49 - (Değişik madde: 04/05/1988 - 3444/8. md.)

Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.

Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alır.

Hakim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da hükmedebilir.

Basın Savcılığına ayrıca şikayette bulunmanıza gerek yoktur. Çünkü şikayet etmeme fiili hukuka uygun hale getiren bir neden değildir.

TCK;
Madde 73
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsî haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
demektedir.
Yani şikayet ancak; şikayetten vazgeçildiği ve şahsi hak talep edilmeyeceğinin mahkemeye açıklandığı halde zarar ziyan davasının açılmasına engel olur.

Bu nedenle 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri dahilinde ve Basın Kanunundaki sorumluluk esaslarını dayalı olarak("Basın Kanunu Madde 13 - Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumludur.")dava açabilirsiniz.