Mesajı Okuyun
Old 30-04-2009, 14:10   #7
Av.Dilara Özbey

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/4548
Karar: 2003/5785
Karar Tarihi: 21.04.2003
(4721 S. K. m. 538) (743 S. K. m. 485) (1086 S. K. m. 308) (4722 S. K. m. 17)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 S. K. m. 17)
Miras bırakan 11.10.1993 tarihinde öldüğünden davada 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi uygulanacaktır.
743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 485. maddesi (4721 S. TMK. m. 538) gereğince el yazısı ile vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için vasiyetnamenin bütününün baştan aşağı kadar tanzim edildiği mahal, sene, ay ve gün dahi dahil olduğu halde bizzat kendi el yazısı ile yazılmış ve imza edilmiş olması lazımdır.
Dava konusu vasiyetname aslı mevcut olmadığı gibi, vasiyetname içeriği büyük harflerle yazılmış, altı miras bırakanın imzası ile imzalanmıştır.
İmza dışındaki kitap harfleriyle yazılı vasiyetname içeriğinin vasiyetçinin el ürünü olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 28.5.2002 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna göre imzanın miras bırakana ait olduğu yazı örnekleri bulunmadığından vasiyetname içeriği ile ilgili değerlendirme yapılamayacağı tespit edilmiştir.
Davalı tanıkları, tanık S. Seber dahil vasiyetnamenin miras bırakanın el yazısı ile tanzim edildiğine dair görgüye dayalı bir bilgi verememişler, buna karşı davacı tanıkları miras bırakanın okuma yazma bilmediğini beyan etmişlerdir.
Bu durum karşısında ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre vasiyetname aslı ibraz edilmediğinden ve vasiyetname içeriği yazıların miras bırakana ait olduğunun tespiti de mümkün bulunmadığından Türk Kanunu Medenisinin 485. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davanın kabulü ve vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi ve yazılı gerekçelerle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Mahkeme 28.9.2000 tarihli ilk hükümde vasiyetname aslının bulunamadığından bahisle hüküm tesisine yer olmadığına karar vermiştir. Bu hüküm dairemizin 13.2.2001 tarihli kararı ile “ el yazması vasiyetnamenin varlığı ve kaybolduğu tanık S. Seber’in beyanı ve diğer delillerle anlaşılmaktadır. Vasiyetnamenin iptali yönündeki delillerin değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir ” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre vasiyetnamenin varlığı ve kaybolduğu konusu da kesinleşmiştir. Kaybolan vasiyetnamenin dosya içindeki fotokopisi el yazması vasiyetnamenin tüm yasal unsurlarını taşıdığına ve bozma kararımızla beyanına itibar edilen tanık S. Seber’in ifadesine göre murisin bu vasiyetnameyi düzenlediğinin anlaşılmasına göre vasiyetnameye geçerlilik tanıyan mahkeme kararı doğrudur. Bu gerekçelerle sayın çoğunluğun dairemizin kesinleşen kararına da aykırı düşen bozma görüşüne katılmıyorum.