Mesajı Okuyun
Old 12-04-2009, 11:54   #5
duyurucu1

 
Mutlu Yaşasın Kızgın Özhakiki Kahraman Başkan cevap verdi

Yaşasın Kızgın Özhakiki Kahraman Başkan cevap verdi!

Duyurucu1 sayfalar dolusu dilekçe vermişti.Olmadı, bu dilekçelere ekler verdi.Olmadı doktrinden görüşler ekledi.Mahkeme kararları ekledi.”Filanca sayılı dilekçeme ektir “diye verdi.

Amacı neydi bu duyurucu1’in ?Yemin olsun kötü bir niyeti yoktu.İki konuda başkanından cevap istiyordu.

1)Ey benim sevgili ve de Kızgın Özhakiki Kahraman Başkanım,ceza mahkemelerinde sanık ile müdafiinin ayrı durmaları duruşmalarda birbirlerine uzaktan uzağa melül melül bakışıp durmaları,birbirleri ile cep telefonu kullanmak yasak olduğu için işaret diliyle haberleşmeleri, sizce uygun mu?

Hani demem o ki,müşteki ile vekili yan yana oturuyor.İcabında koyu bir sohbete dalıyorlar.Hakim amca onlara ses etmiyor da .Ne hikmetse sanık ile müdafiini bir türlü yan yana getirmek istemiyor.

Duruşmalarda bazen sanık zor durumda kalıyor.Sıkışıyor.Danışacak biri gerek.Kime danışsın?

-Hakim amcasına danışsa olmaz.Hakim amcası onun hakkında karar vereceği kişi.Hem eğer hakim amcası görüş bildirse reddi hakim saldırısına maruz kalır.

-Savcıya danışsa dese ki “Sayın savcım ben sıkıştım.Şu konuda acep şöyle mi söylesem böyle mi söylesem?”Savcı demez mi ki “Bana ne kardeşim .Ben sana akıl veremem.Zaten ben senin defterin dürülsün diye iddianame hazırladım.Git başka kapıya”

O zaman sanık ne yapsın döner katılanın vekiline”Sevgili katılan vekili avukat,bak sen iyi bir avukata benziyorsun.Ne olur bana şu ve bu konusunda ne söylemem gerektiğini deyiver.Benim bu konuştuklarınıza fazlaca aklım ermiyor.Sanki yabancı bir dilde konuşuyor muşsunuz gibi.Konuştuklarınızın %86,32’sine akıl sır erdiremedim.Ne olur ne diyeceğim konusunda bana akıl ver.”Katılan vekili de demez mi ki?”Bana ne kardeşim senin avukatın aha şu sağ tarafında duran ve de cübbesinin sağ kolunun ucunda cıgara izi bulunandır.Git ona danış.Hem ben sana akıl verirsem yanımda duran müşteki beni şikayet eder.Sonra cübbemi alırlar.Ben bu cübbeyi alıncaya kadar hukuk fakültesini bilem 6 yılda bitirdim.Az kaldı bir dersi veremese idim beni okuldan atıyorlardı.Neyse bir sınav hakkı daha verdilerde ancak ondan sonra cübbe giymeye hak kazandıydım.Bu nedenle ben şimdi sana azıcık ucundan kulağından akıl veririm amma velakin sen gelenek olduğu üzere gider beni şikayet edersin.Bu nedenle sana akıl veremem”

Şimdi söyle bakalım benim sevgili kızgın başkanım bu garip sanık kime danışsın.Seyircilere mi danışsın.Zaten seyirciler ikiye bölünmüş durumda.Sanki Fenerbahçe ile Galatasaray maçını izler gibi bir ruh hali içerisindeler.Bir kısmı” Asın!Asın!”diye tepiniyor.Bir kısmı ise “Madalya verin!madalya verin!”diye alkış tutuyor.Seyircilerin davranışları da duygusal.Onlara da danışamaz.

Geriye tek kişi kalıyor.Cübbesinin sağ kolunun ucunda sigara yanığı izi olan müdafi.

Sanığın başka şansı yok zorunlu olarak müdafiinden yardım alacak,akıl alacak.

Şimdi söyle bakalım bana Sevgili Kızgın Özhakiki Kahraman Başkanım,sanık ile müdafii yan yana otursunlar mı?

Duyurucu 1 bu soruyu sordu.

İşte tarihi cevap açıklıyorum:

***
…Barosu

Sayı:…

Avukat Duyurucu1..

İlgi: 11.02.2009 ve 26.03.2009 tarihli dilekçeleriniz.

Dilekçenize ekli TBB 18.11.2009/I-35/22743 tarih sayılı yazılarında vurgulandığı üzere sanık ile müdafiinin duruşma sürecinde yan yana durmaları adil yargılanma hakkının tartışılmaz bir gereğidir.

Ceza yargılamasında müdafilik görevinde bulunan meslektaşlarımızın dilekçe ile veya duruşma esnasında duruşma yargıcından bu yönde açıkça talepte bulunmaları/taleplerini tutanaklara yazdırmaları hakkın kullanımının yerleşiklik kazanması açısından zorunludur.

Bilgilerinize sunulur.27.03.2009
Avukat …..
…Barosu Başkanı


***
Ben bu kararı duyurucu1 olarak alkışlıyorum.Hem de iki kere alkışlıyorum.

Bu karar nedir?

Ne olacak içtihat.Hemide içtihadın hası.

Bu içtihat avukatlar gününde tüm avukatların görüşüne seminer konusu olarak sunulmalıydı.Sunuldu mu?Hayır sunulmadı.Bu içtihadın baro ilan tahtalarına asılıp avukatların bilgisine sunulması gerekir mi?Gerekir.Çünkü;Avukatların bu içtihattan haberleri yok.

Haberleri olmayınca da avukatlar yine” eski hamam eski tas”türküsünü söyleyerek kafesteki sanık ile uzaktan uzağa işaret diliyle konuşuyorlar.Bu konuşma sırasındada çoğu zaman avukat sanığa;”Aman ha sakın konuşma!”diye işaret ediyor.Sanık bu işareti “İtiraf et bu senin için daha hayırlıdır.Belki itiraf edersen tüm günahlarından da arınırsın.Ve belli olmaz belki cennete dahi girebilirsin”şeklinde anlıyor.İtiraf ediyor.Sanık günahlarından arınma ve cennete girme beklerken yallah.. cezaevinin demir parmaklıklarının arkasına.

Bu sakıncaları önlemek için bu içtihadın hemen ve acilen avukatların bilgisine sunulması lazım.

Baro bu işlevi yerine getirmediğine göre iş yine “Tek Kişilik Baro”ya ve onun yayın organı olan “Tek Kişilik Gazete”ye düşüyor.

Bir de işin ülke genelinde duyurulması var.Bunun içinde sağ olsun her zaman olduğu gibi o müşfik kollarını açmış ve ülke genelinde bu konuda çok önemli bir görev yapan THS var.

2)Şimdi gelelim ikinci soruya.

(DEVAM EDECEK)