Bir ay boyunca futbolseverleri ekran başına toplayan dünya şampiyonası İtalya'nın şampiyonluğu ile sona erdi. İtalyanın yargı organları bize bir şampiyonluk kazandırdılar diye rüşvet batağına girmiş idareci ve futbolculara kıyak geçer mi bilmiyorum. Ama yargı hangi cezayı verirse versin, İtalya'ya bir şampiyonluk hediye eden futbolcular daha şimdiden birer kahramandır.

Şampiyonanın asıl galibi Almanlar oldu bence. Fevkalade bir organizasyon sergilediler. Bir ay boyunca Almanya bir bayram havası yaşadı. Nasyonal Sosyalizmin kendilerine miras bıraktığı suçluluk duygusunu üzerlerinden atıp herhangi bir komplekse kapılmadan arabalarına, evlerine, işyerlerine Alman Bayrağı asıp, vücutlarına bayrağın renklerini çizdiler.

Futbolun verdiği coşkunluktan, Büyük Koalisyon'un çıkardığı ve günlük hayatı büyük ölçüde etkileyebilecek yasaların neredeyse farkına bile varmadılar.

Şampiyonanın Alman Ekonomisini biraz canlandırdığı ve canlandıracağı düşünülüyor.

Çocuklarını futbol kulüplerine yazdıranların sayısı geçmiş senelerin iki üç katına çıkmış. Şimdiye kadar futbol hastası eşlerinin başının etini yiyen kadınlar şimdi birer futbol uzmanı olmuş durumda.

Şampiyona örganizatörlerine 20 Milyon Euro kazanç getirmiş.

Kim ne kadar para yatırdı bilinmiyor, ama resmi ve gayri resmi bahis büroları büyük para kazandı.

Foyaları meydana çıkanların başında falcılar ve astrologlar geliyor bence. Hiçbirinin kehaneti çıkmadı. Görünüşe bakılırsa bu grup şampiyonanın mağluplarından birisi. Ama bu sadece görünüşte böyle. Fala ve büyüye inanan milyonlarca safdil olduğu sürece falcılar, büyücüler ve astrologlar mağlubiyetlerinden galibiyet yapar.

Aynı durum modern gladyatör olan futbolcular ve idareciler için'de geçerli; İster sahada rakiplerinin suratına okkalık tükürük atsınlar, ister kafa atsınlar ve isterlerse rakiplerine ana avrat sövsünler hiç fark etmez. Herşeye rağmen onlar taraftarları için birer kahramandırlar.

Bakalım dört sene sonra Güney Afrika hangi kahramanlara alkış tutacak?

Saygılarımla