Mesajı Okuyun
Old 07-04-2009, 10:50   #6
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan vekaleten
Sayın Aladağ, yazdğınız Yargıtay Kararı'na ulaşmadım eklerseniz yada bana özelden gönderirseniz çok mennun olurum.
Cevabınızdan anladığım kadarıyla 3 ayrı davalı taraf 3 ayrı avukat ile takip edilen bir dava husumetten reddilse vekalet ücreti üçe bölünecektir.
Peki her davalı kendi payı için mi takip yapacak, yoksa tek takip yapılıp sonra mı paylaşılacak

Tarifenin 3/2 maddesinde belirtildiği gibi, red sebebi ortak olan davalılar lehine tek, red sebebi ayrı olan davalılar lehine ise ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmelidir. Sorunuzdaki üc davalı da kendi payına düşen vekalet ücreti için takip yapabilir.

Bu konuda üctteki linkdekinden daha yeni tarihli bir içtihat:

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:2004/5835
K:2005/4346
T:28.04.2005

818 s. Yasa m. 355
Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 24.12.2003 tarih ve 1995/619-2003/856 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile davalılardan Rüştü Saraçoğlu ve 12 arkadaşı ile davalılar Erdal Angılı, Hüsnü Bektaş vekilleri tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19.04.2005 günde davacı vekili Av.Murat Özyiğit ile davalılardan Rüştü Saraçoğlu ve 12 arkadaşı avukatı Özcan Atalay ve Osman Kürkçüoğlu ve Erdal Angılı avukatı Erkan Yücel, davalı Hüsnü Bektaş avukatı Ender Dedeağaç ve Nihat Renda avukatı Refik Renda gelip, diğer davalılar ve müdahiller avukatları tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalıların görevde bulundukları sürede müvekkili bankayı zarara uğrattıklarını, genel kurulca yönetimden sorumlu kişiler hakkında dava açılmasına karar verildiğini, bankanın gereksinimi olmamasına ve tarifeli uçak seferleri ile yapılması mümkün iken efektif ve yolcu taşıması amacıyla THK'dan uçak kiralandığını, uçağın Rüşdü Saracoğlu'nun kişisel işlerinde kullanıldığını, eski ana hizmet binası restorasyonu ve eklenti yapıların renovasyonu işi ile ilgili olarak ruhsat alınmadan ihale yapıldığını ve müteahhide ödenen avansın gecikme ile tahsil edilerek faiz kaybına neden olunduğunu, banka meclisi kararına aykırı olarak fiyat farkı ödendiğini, banknot makinası alımı nedeniyle de usulsüzlüklere dayalı olarak bankanın zarara uğratıldığını, ayrıca banknot koli için iki adet sipariş verilmesi ve ücretinin ödenmesine rağmen 1 adet kalıp alındığını ileri sürerek, uçak kiralanmasından kaynaklanan zararın 14.199.824.578.-TL olarak davalı Rüşdü Saracoğlu'ndan, hizmet binası restorasyonu işinden kaynaklanan faiz kaybı 4.040.363.293.-TL ile fiyat farkı zararı 16.483.177.897.-TL.nın ( faiz kaybının Ercan Kumcu'dan olmak üzere ) Ercan Kumcu, Hüsnü Bektaş, Erdal Angılı, Yaşar Kurt ve Dağ Doğan'dan, banknot kalıbı siparişinden doğan 100.000 DM zararın ise Cenap Özgel'den, Banknot makinası alımından oluşan 14.000 .000 DM zararın ise Pazarlık Komitesi, Merkez Yönetim Komitesi ve Banka Meclisi üyesi davalılardan ve banknot sayma, ayırma, imha makinası alım işinden kaynaklanan 227.050 DM zararın davalılar Rüsdü, Kadir ve Cenap'dan, makinaların seçimi, satın alınmasında izlenecek yöntemin belirlenmesi ve satın alma kararlarının oluşumunda etkili olan aynı kişilerden 2.200.000 DM zararın tazminini istemiş, yargılama sırasında banknot sayım, ayrım, imha makinası alımına ilişkin tazminat taleplerinden feragat etmiştir.
Davalı Nihat vekili, BK.nun 126/4 ncü maddesi gereğince zamanaşımı süresi dolduktan sonra dava açıldığını, zira zararın ilgili yıllar bilanço ve bütçesi tarihlerinde ortaya çıkması ve anlaşılması gerektiğini, kaldı ki Başbakanlık Teftiş Kurulu ve banka müfettişleri raporları ile de herhangi bir usulsüzlük saptanmadığını, genel kurullarda ibra edildiklerini, ibranın feragat anlamını taşıdığını, banknot makinalarının dünyada iki firmaca üretildiğini ve tüm ülkelerde üstün özellikleri nedeniyle Giori firması makinalarının kullanıldığını, Türkiye'de de 1950 yılından beri anılan firma makinaları ile çalışıldığını, satın alma açısından şartname düzenlenmesinin de mümkün olmadığını, zira üretici firmaların prototip makinalar ürettiklerini, davanın siyasi olduğunu savunarak, reddini istemiştir.
Davalı Rüşdü Saracoğlu ve 12 arkadaşı ve davalı Vasfi Gursu ile Hüsnü Bektaş vekilleri zamanaşımı def'i yanında, sorumluluk davasının ilgili dönemdeki tüm sorumlular yerine seçilmiş müvekkilleri aleyhine siyasi amaçlı olarak açıldığını, davalı Nihat vekilinin savunmaları ile eşdeğer savunmalara dayalı olarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Erdal Angılı vekili, inşaat sözleşmesinde ruhsat alım işinin müteahhidin yükümlülüğüne bırakıldığını, ruhsatın geç alınmış olması nedeniyle 8 aylık gecikme olmasına rağmen banka yararının gözeterek 7 aylık fiyat farkı ödendiğini, ihalenin başkan onayı ile yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Ayer Melekoğlu vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, banknot sayım, ayrım, imha makinaları alımına ilişkin tazminat davasında vazgeçildiği, 2 nci banknot kalıbı alımı yerine bir kalıp alınmasına dayalı olarak tazminat istenen davalı Cenap Özgöl'ün durumun her aşamasında davacı idareyi bilgilendirdiği ve yönetim komitesinin kararı ile Cumhuriyet Savcılığı'nın takipsizlik kararı kapsamında 25.000.-TL.lık banknot kalıbının alınmamasında sorumluluğunu doğuracak kusurunun bulunmadığı, banknot baskı makinası alımının da makinanın üstün teknik özellikleri gözetildiğinde ve bankanın daha önce kullandığı bu makinaların ilgili firmadan satın alınmasında zarar oluşmadığı, uçak kiralaması işinin de, bankanın efektif ve yolcu taşıması amaçlı olması ve 1991-92-93-94 yılı banka meclisi onayına sunulup butce tasarılarında gösterilmiş olması ve onaylanması, gorev gereği yapılan kiralama işinde bankanın zararının olmadıgı, banka başkanının kisısel kullanımının kanıtlanamadığı, keza inşaat ruhsatı alınmadan sözleşmenin imzalanmasının banka meclisi kararı ile uygulamaya uygun olduğu, banka personelinin bu tazminat kaleminden sorumluluğu bulunmadığı, keza müteahhide verilen avansında meclis kararına dayalı olduğundan bu kaleme yönelik olarak bir kısım davalıların sorumluğunun sözkonusu olmayacağı, ancak, dava dışı yüklenici firmanın sözleşme ile ruhsat alma yükümlülüğünü de üstlenmiş olması ve inşaatın devamı sırasında işin yapılacağı parselde imar tadilatı olmamasına rağmen süre uzatımı verilmesinin usulsüz olduğu, uzatılan süre nedeniyle verilen fiyat farkından süre uzatımı ve fiyat farkı verilmesini sağlayan davalılar Hüsnü Bektaş, Erdal Angılı, Yaşar Kurt ve Dağ Doğan'ın 13.527.603.561.-TL.lık fazla ödemeden sorumlu oldukları gerekçesiyle bu tutarın dava tarihinden itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte adı geçen 4 davalıdan tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalılar Rüsdü Saracoğlu ve 12 arkadaşı vekili ve davalılar Erdal Angılı, Hüsnü Bektaş vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalılar vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Aleyhine hüküm kurulan davalılar Hüsnü Bektaş, Dağ Doğan, Erdal Angılı ve Yaşar Kurt'un davacı bankanın hizmet binası restorasyon ve renovasyonu ihalesi ile ilgili olarak yaptığı işlemler ile davacı bankayı zarara uğrattıkları kabul edilmiştir. Kabul gerekçesi olarak, yüklenicinin inşaat ruhsatı alma işini de kendisinin taahhüt ettiği, inşaat alanında her hangi bir imar tadilatı olmamasına rağmen ruhsat alımının gecikmesi ve bu nedenle de inşaat taahhüt süresinin uzamasına bağlı olarak sözleşmede öngörülen taahhüt süresinin davalıların da arasında bulunduğu komisyon tarafından uzatılması ile inşaat girdileri açısından oluşan fiyat farkının sözleşmede açıkça kabul edilmemesine rağmen ödenmiş olması gösterilmiştir.
Davacı ile dava dışı yüklenici Nurol İnşaat A.Ş. arasında 09.04.1991 tarihinde imzalanan eser sözleşmesinde inşaat ruhsatının yüklenici tarafından alınacağı, 1.etap inşaatın 16 ay içinde tamamlanacağı, bu süre icinde fiyat farkı verilmeyeceği kabul edilmiş, ayrıca 28.03.1992 tarihli banka meclisi kararı ile de fiyat farkı odenmeyeceği belirtilmistir. Ancak yüklenicinin ruhsat alımında gecikilmesi nedeniyle süre uzatımı istemesi üzerine aleyhine hüküm kurulan davalılar ile birlikte yuklenici temsilcilerinin yaptıgı 23.09.1992 tarıhli toplantıda 1.etap inşaatı taahhüt süresinin 7 ay uzatılması ve uzatılan süre içinde yapılacak işlerde fiyat farkı ödenmesi kararlaştırılmıştır. Mahkemece bu kararda imzası olan davalıların sorumluluğu yoluna gidilmiştir.
Davalıların yaptıkları işlemlerin sorumluluğunu gerektirip gerektirmediğinin tespiti açısında öncelikle taahhüt süresinin uzatılmasına gerekçe gösterilen inşaat ruhsatı alınmasındaki gecikmenin salt müteahhidin kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti gerekmektedir. Yüklenicinin kusuru ile ruhsat alınmasında gecikilmiş olmasına rağmen süre uzatımı kabul edilip, buna bağlı olarak da yükleniciye fiyat farkı ödenmiş ise bahsi geçen davalıların, sözleşmenin tarafı olan davacı bankanın zararından sorumlu tutulmalarının gerekeceği kuşkusuzdur. Ancak, yüklenicinin hiçbir kusuru bulunmaksızın bir başka deyişle ruhsat alınmasındaki gecikilmeye önceden tahmin edilemeyen ve yükleniciden kaynaklanmayan mevzuat veya idari engellerin neden olup olmadığı hususları üzerinde durularak değerlendirilmelidir.
O halde mahkemece yukarıdaki açıklamaların ışığında inşaat ruhsatı alınmasında gecikmenin neden kaynaklandığı, yüklenicinin kusurunun bulunup bulunmadığı belirlenip aleyhine hüküm kurulan davalıların sorumluluklarının bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir iken yazılı gerekçeyle eksik inceleme sonucunda karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Temyiz eden davalılar vekillerinin ücreti vekalet takdirine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2 nci maddesi gereğince müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekillerine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekiline ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilir. Eldeki davada davalılar hakkında değişik hukuki nedenlere dayalı olarak farklı tazminat talepleri dava konusu edildiğine göre davalıların her bir tazminat konusundaki ortak red nedenleri gözetilerek ücreti vekalet takdiri gerekir iken reddedilen tazminat kalemlerinin toplamı üzerinden tek bir vekalet ücreti verilmesi de doğru görülmemiş kararın bu nedenle dahi bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, temyiz eden davalılar vekillerinin ise diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın davalılar Hüsnü Bektaş, Yaşar Kurt, Dağ Doğan ve Erdal Angılı yararına, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle de temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, takdir edilen 400.00 YTL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak temyiz eden davalılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28.04.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.