Mesajı Okuyun
Old 06-04-2009, 12:25   #9
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
BK.520. maddeyi okursanız dayanağı görürsünüz. Olayda bahsedilen karı kocanın işletmeleri için adi ortaklığın geçerli olup olmayacağı hususu BK.520 vd. maddeler ile belirlenecektir. Bir işletmede ortaklığın tüzel kişiliği yoksa, BK.520. maddeye göre o işletmedeki ortaklık için adi şirket hükümleri tatbik edilir. Olay budur.

Öncelikle cevabınızdaki sinirli usluba bir anlam veremediğimi belirtmek isterim. Neyse ben yine de yararlı olması dileğiyle düşüncelerimi yazayım.

Öncelikle ticari işletme ile adi ortaklık birbirinden tamamen farklı kavramlardır. Burada genelde karıştırılan husus, tacir ile ticari işletmedir;
Ticari işletmenin tanımı TTK m.11 de "Ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseler" olarak yapılmıştır. Mesela, bir Fabrika veya bir Atölye yahut bir restoran ticari işletmedir.
Tacir ise TTK md.14'e göre "Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse"dir. İşte bu ticari işletmeyi işleten tacir bir ticaret şirketi olabileceği gibi bir adi şirket de olabilir. Dolayısıyla adi şirket tarafından işletilen ticari işletmeyle adi şirketi karşılaştırmak, teşbih de hata olmaz, elma ile armudu karşılaştırmak gibi olur.

Alıntı:
Bir şirket, ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise bu bap ahkâmına tabi adi şirket sayılır.

Bu maddenin "Ticari işletmelerin, adi ortaklık sayılacağı ve BK.520 vd. maddelere tabi olacağı" şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Çünkü sözkonusu madde "Bir şirket" ibaresiyle başlamaktadır maddede bir şirketten bahsedilmektedir. Ticari işletme ise bir şirket olmadığından, bir ticari işletmenin adi şirket kabul edilerek BK 520 vd. na tabi olacağını söylemek mümkün değildir. Örneklemek gerekirse bir fabrika hiçbir zaman adi şirket olarak kabul edilemez. Ancak bu fabrikaya ortak olan şahıslar arasında çıkacak ihtilaflar adi şirket hükümlerine tabi olabilir.[Eğer bu fabrikayı kurmuş oldukları bir ticaret şirketi nezdinde işletmiyorlarsa (Kollektif, Komandit, Limited şirket gibi..)]

Kaldıki soruya dönersek sözkonusu ticari işletmenin sahibinin bayan eş olduğu belirtilmektedir. Yani işletmenin sahibi tek bir gerçek kişidir. Oysaki "şirket" en az iki kişiden oluşan bir ortaklıktır. Dolayısıyla ortada gerçek kişi tacir tarafından işletilen bir ticari işletmenin varlığı sözkonusudur. Ve bu gerçek kişi tacir ile işletmekte olduğu ticari işletmenin adi şirketle herhangi bir ilgi ve alakası yoktur.

Dolayısıyla yukarıda Sayın Saim'in dayanak olarak gösterdiği madde hükmünün olayda uygulanma kabiliyeti bulunmamaktadır. Peki bu madde hangi durumlarda uygulanabilir ???

Şöyle bir örnekle anlatmaya çalışırsak, mesela ortaklaşa milli piyango bileti alan iki arkadaş arasında BK m.520/2 gereğince bir adi ortaklık oluşur ve ortaya çıkması muhtemel sorunlar BK daki adi şirket hükümlerine göre çözülür.

Alıntı:
Yazan HUKUKDOKTORU
İşletme kaşesi de, muhtemelen ticaret unvanı olsa gerek.

Bu noktada da bir kaç hususu açıklığa kavuşturmak gerekli kanımca.
Öncelikle burada da ayırdedilmesi gerekli iki kavram devreye giriyor;

1- Ticaret ünvanı 2- İşletme adı

Ticaret ünvanı - gerçek kişi tacirlerde - TTK m.43/1'e göre "48 inci maddeye uygun olarak yapabilecek ilaveler ile kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından terekküb eder. (oluşur)" Gerçek kişi tacir için örnek, Ahmet Yılmaz..

İşletme adı ise TTK m.55'e göre "İşletme sahibini hedef tutmaksızın doğrudan doğruya işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırdetmek için kullanılan adlar" olarak tanımlanmıştır. Örnek; Petek Pastaneleri..

Yine TTK m.41/1'e göre "Her tacir, ticari işletmesine mütaallik muameleleri ticaret unvaniyle yapmaya ve işletmesiyle ilgili senet ve sair evrakı bu unvan altında imzalamaya mecburdur."

ve nihayet TTK m.48/2 e göre "Tek başına ticaret yapan hakiki şahıslar, ticaret unvanlarına bir şirketin mevcut olduğu zannını uyandıracak ilaveler yapamazlar." Mesela tek kişi olmasına rağmen " Ahmet Yılmaz ve ortakları" şeklinde bir ünvan kullanmak.

Yukarıdaki yasal hükümler ışığında bir değerlendirme yapacak olursak bono'ya basılan kaşede ticari işletme ismi değil ticaret ünvanı bulunmalıdır. Bu ticaret ünvanında ticari işletme sahibi gerçek kişi olan bayanın ad ve soyadı bulunmalıdır. Yine sözkonusu kaşede birden fazla ismin bulunması TTK 48'e göre yasaktır.(Gerçekte, tek bir gerçek kişi tacir tarafından işletildiğinden) Olaydaki bono üzerinde mevcut bulunan ve bu nitelikleri taşımayan kaşenin hukuki bir bağlayıcılığı yoktur. Zaten anladığım kadarıyla bononun üzerinde işletme sahibi bayanın imzası da mevcut değil. Bu durumda sözkonusu bayanın ve işlettiği ticari işletmenin böyle bir bonodon dolayı sorumluluğu doğmaz.

Bono üzerinde imzası bulunan işletme sahibi bayanın eşi ise kanımca bono bedelinden TTK m.690 göndermesiyle -salahiyet olmaksızın imza - başlığını taşıyan TTK m.590 gereğince şahsen sorumludur, diye düşünüyorum.

İyi çalışmalar..