Günaydın

aslında merakla beklenen haberleri önce ben vermesem diye düşündüm ama bu gün başka yazacak bir zamanım olmayacak.

3 nisan toplantısının ilki 2 nisan akşamı gerçekleşti

iki THS sempatizanı (biri hakim bir arkadaş diğeri İzmir den Ankaraya göçüp hala Ankara ya sempati bile duymayan avukat arkadaş)ve üç THS üyesi ege, Sn. Aladağ ve Sn. Atahun olmak üzere mülkiyeliler lokalinde toplandık.
Önce Aladağ ile biz buluştuk , daha sonra Atahun geldi. Benim İzmir toplantısında yaptığım gibi doğruca Cengiz Beye yaklaşıp hoşgeldiniz dedi ))

çok güldük çok eğlendik ama baktık ki lambaları söndürüp yan masaları ters getirmeye başlıyorlar, kalkmak zorunda kaldık

heyecan yapmayınn, saat sadece 23.30. idi Ankara da balkabağına dönüşme şansı hiç yok yani.!

O gece dedikodu yapma şansımız daha yüksekti, gizli bilgilerimizi paylaştık (bunları burada itiraf edemem)

3 nisan günü saat 18.30 da kaleye vardık. Yıllardır Ankara'ya gider gelirim ama Kale ve içini hiç görmemiştim. Sanki tarih yeniden inşa ediliyor olmalı.. ahşap eski Ankara evleri eski mimarisine uygun olarak yeniden düzenleniyor ve eski sokaklar, esnaflar ,dükkanlar ,fırınlar yeniden hayata geçmiş..
O gürültülü şehirden kale kapısına adım atıyorsunuz bambaşka birdünyaya ayak basıyorsunuz.

Kale içini tam gezemedim ama bir sonraki Ankara'ya gidişimde ilk işim tamamen gezmek üzere plan yapmak olacak.

Saat 19.oo olmadan Zenger Paşa ya çıktık ve gördük ki Sn. Karaca ve eşi, Sn. Atahun bizi beklemekteler

Bizden sonra Cengiz Bey ve Neslihan geldi ve daha sonra Ankaralı iki meslekdaşımız daha geldi

Av. Sinem ve Av. Sibel mesleğimize yeni başlamış masamızın en genç üyeleri idiler. Hem çok güzel hemde avukat olunabileceğinin canlı kanıtları idiler.

Masanın en kıdemli üyesi'nin ege olduğu anlaşıldı. ( 25 yılı devirdiğim ve hala dayandığım için bugün bana aferim plaketi verecekler )

Masanın tek hukukçu olmayanı Atahun idi, ama sanırım yakında THS den sertifika alıp acil durumlarda hukuk teknisyeni olarak hizmet verecek

Masanın en çalışkanları Karaca ve eşi idi. çocukları ile beraber okula gidip ikinci emekliliği avukatlıktan yapmayı hedeflemişler

Masanın en sanatçısı Cengiz bey idi, elinde fotoğraf makinası Ankaranın gün batımından gece ışıklarına kadar sürekli fotoğraflar çekti. Tabi bir de gizli istihbarata sürekli online bilgi aktarmakta idi. Admin miydi büyük şef çözemedim.

THS Ankara toplantısını duyan japonya elçiliği toplantıda japonyayı tesil etmek üzere iki japon da göndermişti.

Bir bayan ve bir erkek bu japon vatandaşları japonyadan kalkıp gelmişti.
cengiz Aladağ Yalovadan,Ege İzmir den, Neslihan İstanbuldan gelerek ,
Sevgili Atahun ve Karaca'nın kendilerini gerçekten ev sahibi olarak hissederek bütün iş ve özel proğramlarını erteleyip,
THS Ankara toplantılarının AB uyum sürecine gerek görülmeden, sadece dostluk duygularının araştırılıp bulunması ile gerçekleştirilebileceği kanıtlanmış oldu.

Bu arada tehlikeli bir kaç durum da ortaya çıkmadı değil.

Masaya elinde dev bir pala ile bir adam geldi ve Atahun'un boğazına dayadı. Biz yemek yerine Atahun'u yiyeceğiz demekki ,ızgarası iyi olur mu acaba diye düşünürken ,
sanırım Karaca palalı adama rüşvet verdi ve masaya kuzu şiş geldi.

Benim erken kalkmam gerekiyordu malesef.Çünkü son uçak 23 de idi.

Sevgili Atahun ve Sevgili Karaca
Öncelikle sizlere gösterdiğiniz nezaket ve ev sahipliği için çok çok teşekkür ederim.Çizgi film kahramanlarının canlanması gibi bir duygu oluyor böyle karşılaşmalar ve insanda önceden tanışıklık duygusu yaratıyor.

Sevgili Aladağ, siz de bu toplantının yapılması için motor kuvvet oluşturdunuz, size de çok teşekkürler ediyorum.
Bir sonraki Ankara toplantısında, Suat- Adli tıp- Saim -Kavili de gelecektir ve eminim ki o zaman Sevgili Atahun ve Karaca bu kadar telaş hissetmeyecektir

Ankara da bundan sonra gittiğimde ziyaret edeceğim dostlarım çoğaldı diye düşünüyorum.

Hepinize sevgilerimle