Mesajı Okuyun
Old 28-03-2009, 16:06   #9
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi İçtihat Değişikliğine mi? gitti acaba




T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

E:2005/12896
K:2006/114
T:23.01.2006

3402 s. Yasa m. 12/3
4721 s. Yasa m. 1025

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, ortak miras bırakanın kayden maliki bulunduğu 6 parça taşınmazın miras yoluyla mirasçılarına intikal etmesi gerektiği halde bir kısmının kadastro tespiti sırasında, bir kısmının ise satış yoluyla davalılara devredildiğini, temlik işlemlerinin muvazaalı olduğunu, mirastan mal kaçırmanın amaçlandığını, bedelsiz devir yapıldığını, terekeden para çıkmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçıların adına paylan oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; çekişmeli taşınmazlardan 67 ve 907 parselin kadastro tespiti öncesinde bağış ve satış yoluyla intikal ettirildiğini, diğer parsellerin dava dışı R.'a satıldığını öteki taşınmazların ise bedeli karşılığında, gerçek değeri üzerinden satın alındığını, muvazaalı satış yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı taşınmazlardan 67 ve 907 parseller bakımından kadastro tutanaklarının 1988 tarihinde kesinleştiği, 09/12/2003 dava tarihinde 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, diğer parseller bakımından muvazaa olgusunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi İ. A.'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği gorüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulune karar verilmistir.
Dosya iceriginden, toplanan delillerden; mıras bırakanın 2138, 2118,2774 ve 2606 parsel sayılı taşınmazların davalılara temlikinin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu anlaşıldığına göre, anılan taşınmazlar bakımından bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Ancak, 67 ve 907 parsel sayılı taşınmazların, miras bırakan tarafından davalılara 14/04/1985 ve 10/10/1985 tarihli akitlerle satış yoluyla intikal ettirildiği, kadastroca bu satışlar dikkate alınmak suretiyle davalılar adına tespit ve tescil edildiği, miras bırakanın ise tespit sonrasında 23/08/2003 tarihinde oldügü anlaşılmaktadır.
01/04/1974 tarih, 1/2 Sayılı Yargıtay İctihadı Birlestirme Karan ile duzenlenen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava hakkının mıras bırakanın ölümü ile doğacağı benimsenmiştir. Eldeki davada miras bırakan tespit sonrası ölmüştür. Öyle ise 67 ve 907 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesini uygulama olanağı yoktur.
Diğer taraftan miras bırakanın çekişmeli tüm taşınmazlardaki amacının ve gerçek iradesinin taşınmazları davalılara bedelsiz temlik olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olurca; 67 ve 907 parseller yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ : Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 23.1.2006 tarihinde