Mesajı Okuyun
Old 20-03-2009, 23:02   #16
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gemici
1. Madde 16 yı değerlendirmek ancak 9,10 ve 11. maddeler çerçevesinde olur. Bahsettiğim maddeleri değerlendirdiğinizde ayırt etme gücüne sahip olan küçüklerin ve kısıtlıların organ bağışında bulunamıyacakları sonucuna varırsınız. Bu türden bir fiil kanuni temsilcinin rızasına bağlıdır.
2. Durum Alman ve Avusturya Hukuklarında açık olarak belirtilmiş.
3. Medeni kanunumuza kaynaklık eden İsviçre Medeni Kanunun'da bu konuda açıklık yok.
4. Medeni kanunun Fiil Ehliyetini düzenliyen maddeleri (Madde 9 - 16) İsviçre Medeni kKanunu'nun 12.ci maddesinden 19.cu maddesine kadar olan hükümlerine tekabül ediyor ve olduğu gibi tercüme edilmiş.
5. Tek ayrılık 'Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir' hükmünde. Bu hüküm İsviçre Medeni Kanunu'unda şu şekilde ifade edilmiş. 'Ohne diese Zustimmung vermögen sie Vorteile erlangen, die unentgeltlich sind, und Rechte auszuüben, die ihnen um ihrer Persönlichkeit willen zustehen'. Benim düşünceme göre ya ortada bir tercüme hatası var, ya da kanun koyucunun bilerek kaynak kanuna ters düşen bir belirtmesi. Ben burada bir tercüme hatası olduğu düşüncesindeyim.

Almanca bilenler altını çizdiğim iki ifadenin birbirine uygun olup olmadığı konusundaki fikirlerini belirtirlerse memnun olurum.

Saygılarımla

Almancam temel düzeyde, yani iyi değil ama benim anladığım kadarıyla kırmızı ile belirtilen kısım "küçük bu rıza olmaksızın kişiliği uğruna kendisine tanınan hakları kullanabilir." Bizim yasamızda ise kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada rıza gerekli değildir. Az da olsa sanırım kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ile kişiliği uğruna, kişiliği için tanınan hak kavramı arasında fark var. Dolayısıyla kaynak kanuna uygun yorumlarsak kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar daha geniş yorumlanabilir.