Mesajı Okuyun
Old 16-03-2009, 22:52   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
tespit gibi tescil kararı verilir fakat bu kararın infazı mümkün olmadığından idare adına tescil görür.

Sayın Meslektaşım,

Yukarıda belirttiğiniz durumu tam olarak algılayamamakla birlikte, eğer tapuda görünür mülkiyet; hakkın esasına ilişkin değil ise,yani hakkın özünü yansıtmıyor ise, şekli ise bence kamulaştırmasız el atma davasında davacı olunabilir.

Ki, esasa ilişkin kesinleşmiş hüküm var ve sizin müvekkilleriniz adına yapılan tespit için tescil kararı verilmiş diyorsunuz.

Peki bu davada yani 2008 yılında biten davada, söz konusu idare de davalı mı? Diye de soracağım..

Anlamaya çalışıyorum yalnızca,

Aşağıdaki kararı da ekleyeceğim mülkiyet hakkının tapu bilgilerinden ya da mahkeme kararından anlaşılması gerektiğini belirtiyor.

Ve ben tekrarla, mülkiyet işin esasına girilerek bir dava ile çözülmüş ve kesinleşmiş bunda da müvekkilileriniz hak sahibi görülmüş, o zaman aktif dava ehliyetleri var diye düşünüyorum..

ve yanlış düşünmüyorsam da idarenin şekli tapu kaydına göre yaptığı eylem kötüniyetlidir de diyebiliriz..

T.C. YARGITAY
5.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/11634
Karar: 2005/13911
Karar Tarihi: 19.12.2005

ÖZET: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle yer bedeli tahsili davaları ancak mülkiyetinin davacılara ait olduğu tapu kaydı veya mahkeme kararı ile sabit olan taşınmazlar için açılabilir. Bu nedenle öncelikle taşınmazın mülkiyetinin davacı yana ait olduğuna ilişkin istem yönünden davanın ayrılarak ayrı esasa kaydedilip tazminat davası için bu davanın bekletici mesele kabul edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırıdır.


(2942 S. K. m. 11)

Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın mülkiyetinin tesbiti ve bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili D.S.İ.ve Hazine vekilleri yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın mülkiyetinin tespiti ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar DSİ ve Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

A- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle yer bedeli tahsili davaları ancak mülkiyetinin davacılara ait olduğu tapu kaydı veya mahkeme kararı ile sabit olan taşınmazlar için açılabilir. Bu nedenle öncelikle taşınmazın mülkiyetinin davacı yana ait olduğuna ilişkin istem yönünden davanın ayrılarak ayrı esasa kaydedilip tazminat davası için bu davanın bekletici mesele kabul edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

B- Esas yönünden ise;

1- Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

Değerlendirme dava tarihi olan 2003 yılı olduğuna göre, 2003 yılı verileri getirtilip 2003 yılı içerisinde ilan edilen tütün fiyatlarına ve 2002 yılı üretim giderlerine göre değer biçilmesi gerekirken 2004 yılı içinde ilan edilen fiyatlara göre fazlaya hükmedilmesi,

2- Bilirkişi raporunda taşınmazın sulu arazi olarak tespit edildiği ve buna göre değer biçildiği, ancak arazinin neden dolayı sulu arazi olarak nitelendirildiğinin, tanık veya bilirkişi beyanları ile tespit edilmemesi,

Sonuç: Davalılar DSİ ve Hazine vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde ödeyenlere geri verilmesine, 19.12.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları

Bu şekilde asılsız bir tescil daha önce duymamıştım..Belki aynı şekilde bir olay ile karşılaşan meslektaşlarım daha iyi yardımcı olabilirler.

Saygılarımla.