Mesajı Okuyun
Old 12-03-2009, 11:59   #11
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Yazılı delil başlangıcı, dava konusunun tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte; bunun var olduğunu gösteren belgelerdir.

Başka bir deyişle, senet (yazılı delil) gücüne sahip olmamakla birlikte, başka kanıtlarla desteklendiği takdirde hukuksal ilişkinin varlığı ya da yokluğu hakkında ispat aracı olabilen belgelerdir.

Sözgelimi borçlunun eliyle yazılmış; fakat imzalanmamış mektup; makine ile yazılmış ve borçlunun eliyle yazılı adını ve soyadını taşıyan imzasız yazı, borçlunun mal beyannamesinde yazdığı borçları ile ilgili yazı, yazılı kanıt başlangıcı sayılır.

Bir kimsenin vergi beyannamesindeki veya mal beyanındaki gelirleri, borçları ile ilgili yazılar kendi aleyhine yazılı delil başlangıcı sayılır.

Senetle ispatı gereken bir hukuksal işlem hakkında yazılı kanıt başlangıcı varsa, o işlem, tanık da dinlenerek ispatlanabilir.

Yazılı kanıt başlangıcı, takdiri bir kanıt olup, tarafın iddiasını tanık dinleterek ispat edebilmesi olanağını vermektedir.

Hakim, hem yazılı delil başlangıcını hem de dinlenen tanık veya diğer takdiri kanıtları serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir.

Zamanaşımına uğramış olan bonolar veya çekler, asıl borç ilişkisine dayanılarak BK.m.125'teki 10 yıl içinde açılan alacak davasında, yazılı delil başlangıcı sayılır.

Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, zamanaşımına uğramış çeklerde ciro yoksa, bunların keşideci ile hamil arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılacağı ve temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tanıkla kanıtlanabileceği buna karşılık, cirolu çeklerin taraflar arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılmayacağı kabul edilmektedir (11. HD., 01.03.1999, 1998/9597, 1999/1673).

Bir belgenin yazılı kanıt başlangıcı olabilmesi için üç koşulun bir arada bulunması gerekir (HUMK.m.292):

1. Yazılı bir belge, 2. Aleyhine ileri sürülen tarafça verilmiş olması, 3. Tam ispat sağlamasa da hukuki işlemin vukuuna delalet etmesi.

Yazılı kanıt başlangıcının bulunduğu durumlarda hukuksal işlemlerin senetle ispat zorunluluğu kalkmaktadır. Bunun yerine, yazılı kanıt başlangıcı ile birlikte tanık veya diğer takdiri kanıtlarla iddianın ispatına çalışılır.

14. HD., 12.03.2002, 687/1773:
"5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına, göre inanç sözleşmelerinin varlığının yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. işte bu yazılı delilin düzenlenmesinde, tarafların getirecekleri imzalı belgeler ya da en azından olayın tamamen ispatına kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet edebilecek bir yazılı delil başlangıcı olmalıdır. Banka havale dekontları da anılan belgelerden olmadığından davacı iddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacı delil listesinde sair delillere de dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir."