Mesajı Okuyun
Old 03-03-2009, 16:30   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Ancak, halen üç yıllık kira süresi dolmamış ise ;
Hukukumuzda asıl olan sözleşmeye bağlılık (ahde vefa-Pacta Sund Servanda) ve Sözleşme Serbestisi ilkeleridir. Ancak MK.nun 2 nci maddesinden de esinlenmek suretiyle hem Clausula Rebus Sic Stantibus (Beklenmeyen hal şartı sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi hem de İşlem Temelinin Çökmesi kuramını uygulamak suretiyle uyarlanma davalarının görülebilir olduğunu benimsemiştir. Sözleşmeye müdahale için, sözleşme kurulduktan sonra ifası sırasında ortaya çıkan olaylar olağanüstü ve objektif nitelikte olmalı, değişen hal ve şartlar nedeniyle tarafların yüklendikleri edimler arasındaki denge aşırı ölçüde ve açık biçimde bozulmuş olmalı, uyarlama isteyen taraf fevkalade hal ve şartların ortaya çıkmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermemeli, sözleşme tamamen ifa edilmemiş olmalıdır. Uyarlama kurallarının uygulanması için öngörülmez bir dış olayın meydana gelmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 7.5.2003 gün 2003/13-332 esas ve 2003/340 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, Türkiye'de yıllardan beri ekonomik paketler açılmakta, ancak istikrarlı bir ekonomiye kavuşulamamaktadır. Devalüasyonların ülkemiz açısından önceden tahmin edilemeyecek bir keyfiyet olmadığı, kur politikalarının güvenilir olmadığı bir gerçektir. Ekonomik krizlerin bir anda oluşmadığı, piyasadaki belli ekonomik dar boğazlardan sonra meydana geldiği bilinmektedir.

Somut olayınızda , 1990'larda başlayan ekonomik krizlere rağmen döviz üzerinden kira sözleşmesi imzalayan müvekliniz yeni ekonomik krize bağlı olarak sözleşmenin kendisi açısından çekilmez hale geldiğini ileri sürecektir ancak , krizin hemen akabinde dava açmamıştır sayılacaktır. Ülkemizdeki istikrarsız ekonomik durum taraflarca öngörülebilecek bir keyfiyettir. Bu itibarla, uyarlamanın koşullarından olan öngörülmezlik unsuru oluşmadığı ieçin uyarlama davanızın kabul görmeyeceği görüşündeyim.