Mesajı Okuyun
Old 28-02-2009, 13:18   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Askeri Yüksek İdare Mah.
3.Dairesi
Esas: 2003/147
Karar: 2004/643
Karar Tarihi: 29.04.2004


ÖZET: Davacının eşi askerlik hizmeti sırasında araçtan düşerek kaza ile vefat etmiş olup vazife icabı kazaen ölme veya vazife icabı kazaen yaralanıp tedavi sırasında ölme durumu söz konusu olduğundan, diğer taraftan ölüm olayının 5434 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelmesi halinde de aynı olayın vazifenin sebep ve tesiriyle meydana geldiğinin kabulü gerektiğinden davacıya, eşinden dolayı yetim aylığı bağlanması gerekmektedir. Emekli Sandığı tarafından tesis edilen davacıya yetim aylığı bağlanmaması işlemi sebep unsuru itibariyle hukuka aykırı bulunduğundan iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

(1683 S. K. m. 1, 45) (5434 S. K. m. 44, 45)


Davacı, 29.12.2002 tarihinde Divriği Asliye Hukuk Mahkemesi, 27.12.2002 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; esi ………….’nin 08.05.1946 tarihinde askere alındığını, 10.05.1946 tarihinde Doğubeyazıt 180 nci Alay 3 ncü Tabur 9 ncu Bölüğe sevk edildiğini, 13.05.1946 tarihinde birliğine duhul ettiğini, eşinin birliğine katılmasından sonra bir daha kendisinden haber alınamadığını, askerden dönmediği gibi terhisinin de açık bulunduğunu, eşinin akıbetini askeri makamlardan araştırdığında birliğinin lağvedilmesi nedeniyle evrakların bulunamaması gerekçesiyle kendisine bilgi verilmediğini, bu durum üzerine mahkemeye başvurarak eşinin gaipliğine karar aldırdığını, Divriği Asliye Hukuk Mahkemesince bu karar verilirken dinlenen tanık ……………’ün ifadesinden eşinin askerdeyken arabadan düşüp ölmüş olduğunun anlaşıldığını, dolayısıyla askerlik görevini yaparken arabadan düşerek ölen eşi ………….’dan dolayı kendisine aylık bağlanması gerektiğini, aksi yönde tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Dava dosyası ile tahsis dosyasında bulunan belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının eşi ……………..’nin 10.05.1946 tarihinde askerlik yükümlülüğünü yerine getirmek üzere silah altına alındıktan ve acemi eğitimini tamamladıktan sonra 15.06.1946 tarihinde Doğubeyazıt 180 nci Alay 3 ncü Tabur 9 ncu Bölük Komutanlığına katıldığı, bu birlikte askerlik hizmetine devam ettiği ancak kendisinden bir daha haber alınamadığı, memleketine dönmediği, akıbetinin bilinemediği, görevli olduğu birliğin lağvedilmesi sonucunda birlik kayıtlarının hangi birlikte olduklarının tespit edilemediği gibi MSB Arşiv Müdürlüğünde de davacının eşiyle ilgili bir bilgiye rastlanmadığı, askere giden ve bir daha geri dönmeyen eşinin gaipliğine karar verilmesi için davacının Divriği Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davada yapılan araştırmalarda davacının eşi ……………’in sağ olduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadığı, askeri makamların …………….. hakkında bir bilgi veremedikleri ancak davada tanık olarak dinlenen …………….’ün davacının eşi …………..’in Erzurum’a askere gittiği, askerde iken arabadan düşerek öldüğü yönünde ifade verdiği, bu ifade ve diğer deliller doğrultusunda Divriği Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.11.1984 tarih ve 1982/41 Esas , 1984/234 Karar sayılı kararı ile davacının eşi ………………’in gaipliğine karar verildiği, Nüfus Müdürlüğü kayıtlarında davacının Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden maaş almakta olduğu anlaşılmıştır.


Davacının eşinin askere gittiği ve bir daha dönmediği hususu tartışmasızdır. Tartışmalı olan husus ………………’in askerde arabadan düşerek ölüp ölmediğidir.Bu konuda askeri makamlardan hiçbir bilgi elde edilememiştir. Davacının eşi …………..’in birliğine katıldıktan sonraki akıbeti konusunda belge bulunmamakta, terhisinin neden dolayı açık olduğu hususu da askeri makamlar tarafından belge ve bilgi yokluğu nedeniyle cevaplanamamaktadır. Davacının eşi ……………. hakkında bilgi verilememesinin sebebi görev yaptığı 180 nci Alayın lağvedilmesinden sonra bu birliğin kayıt ve kuyudatının hangi birliğe geçtiğinin ve nerede bulunduğunun dahi bilinememesidir. Bu kadar bilinmeyen husus arasında bilinen tek şey davacının eşinin gaipliğine karar verilmesi talebiyle açtığı davada tanık olarak dinlenen ……………..’ün beyanlarıdır. ……………., Divriği Asliye Hukuk Mahkemesindeki yeminli ifadesinde davacının eşi …………….’in askerlik görevini yaparken arabadan düşerek öldüğünü belirtmiştir. Bu ifadenin aksini kanıtlayan bir bilgi ve belge olmadığından bu ifadeye itibar edilmesi ve davacının eşi …………….’in askerlik görevini yaparken araçtan düşerek öldüğünün kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.


Divriği Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının eşinin 1946 yılında askere gitmesinden sonra kendisinden bir daha haber alınamaması nedeniyle gaipliğine karar verilmiştir. Davacının eşinin hangi tarihte öldüğünün tespiti mevcut delillere göre tespit edilememiştir. Davacının eşinin 1949 yılından sonra vefat etmesi halinde hakkında 5434 sayılı kanun hükümleri, 1949 yılında yılından önce vefat etmiş ise 1683 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.


1683 sayılı Kanunun 1 nci maddesinde asker ve jandarma efradının yetimlerine aylık bağlanabileceği belirtildikten sonra, yetim aylığı bağlanabilmesi için bulunması gereken şartlar aynı Kanunun 45 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre hazarda kendisinin Sui taksiri olmayarak vazife icabı kazaen veya mecruh olup tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi ameliyat neticesinde vefat eden efradın yetimlerine 1 nci derecede maluliyet maaşı bağlanabilecektir. Görüleceği gibi 1683 sayılı Kanuna göre hazarda meydana gelen ölüm nedeniyle efradın hak sahibi aile bireylerine aylık bağlanabilmesi için, ölümün vazife icabı kazaen meydana gelmesi veya vazife icabı kazaen yaralandıktan sonra tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi ameliyat neticesinde meydana gelmesi, ayrıca bu kazanın olusunda ölenin kendi kusurunun bulunmaması gerekmektedir.


05.11.1936 gün ve 3224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan TBMM’nin bu maddeyi yorumlayan kararı da bunu daha açık bir biçimde ifade etmektedir.


5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 44 ve 45 nci maddelerine göre de askerlik hizmeti sırasında vefat eden er ve erbaşların vazife malulü sayılabilmesi ve yetimlerine aylık bağlanabilmesi için ölüm olayının askerlik vazifesinin sebep ve tesiriyle meydana gelmesi gerekmektedir.


Görüldüğü üzere 5434 sayılı Kanunun vazife malullüğüne ilişkin düzenlemesi 1683 sayılı Kanunun düzenlenmesinden çok daha geniş kapsamlıdır. Dolayısıyla davacının eşi ………….’in ölümü olayı eğer 1683 sayılı Kanunun 45 nci maddesi kapsamında yer alıyorsa aynı olay 5434 sayılı Kanun kapsamında da yer almaktadır.


Davacının eşi …………….., yukarıda açıklandığı üzere askerlik hizmeti sırasında araçtan düşerek kaza ile vefat etmiş olup 1683 sayılı Kanunun 45 nci maddesinde belirtilen vazife icabı kazaen ölme veya vazife icabı kazaen yaralanıp tedavi sırasında ölme durumu söz konusu olduğundan, diğer taraftan ölüm olayının 5434 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra meydana gelmesi halinde de aynı olayın vazifenin sebep ve tesiriyle meydana geldiğinin kabulü gerektiğinden davacıya, eşi ……..’dan dolayı yetim aylığı bağlanması gerekmektedir. Emekli Sandığı tarafından tesis edilen davacıya yetim aylığı bağlanmaması işlemi sebep unsuru itibariyle hukuka aykırı bulunduğundan iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.


Yukarıda açıklanan nedenlerle;


Davacıya yetim aylığı bağlanmaması işleminin İPTALİNE, (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları