Mesajı Okuyun
Old 28-02-2009, 13:15   #4
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Askeri Yüksek İdare Mah.
2.Dairesi
Esas: 2004/377
Karar: 2006/1297
Karar Tarihi: 20.12.2006


ÖZET: Davacıya olay sebebiyle duyduğu ve ömür boyu duyacağı acı ve ızdırabını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, davacının askerlik statüsü, sosyal durumu paranın alım gücü ve işletilecek yasal faiz dikkate alınarak davacı vekilinin istemi gibi rapor onay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.


(2709 S. K. m. 125)


Davacı vekili 02.12.2003 tarihinde Bursa İdare Mahkemesi’ne verdiği ve 09 Aralık 2003 tarihinde de AYİM kaydına giren dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Şırnak Jandarma Komando Tugay K.lığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken 27.02.2001 tarihinde erzak alımı için görevlendirilen araca muhafızlık yapmak görevinin ifası sırasında askeri araçtan düşerek kolunun kırılması sonucunda askerliğe elverişsiz hale geldiğini ve %20 oranında çalışma gücü kaybına uğrayacak şekilde sakat kaldığını, davacının bu olay nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararının idarece karşılanması gerektiğini belirterek, uğradığı maddi zarara karşılık 27.5 milyar TL. maddi, duyduğu acı ve üzüntüye karşılık 7.5 milyar TL. manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı Terhisli J.Komd.Er ……………….., Şırnak-Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yapmakta iken 22.02.2001 tarihinde erzak alımı için görevlendirilen araca muhafızlık yaptığı sırada araçtan inerken havanın aşırı soğuk ve yerlerin buzlu ve olması nedeniyle ayağının kayması sonucu dengesini kaybederek sağ kolunun üzerine düştüğü, bu düşme sonucunda sağ kolunun bilek ile dirsek arasından kırıldığı, önce Diyarbakır Asker Hastanesinde Mart 2001 tarihinde sağ ön kol çift kırık ameliyatı uygulanarak 1,5 ay hava değişimi verildiği, daha sonra toplam 17 kez sağlık işlemi uygulanarak toplam 21 ay hava değişimi raporu verilen ve 3 kez ameliyata tabi tutulan davacıya en nihayetinde Bursa 300 Yataklı Fiz.Ted.Hid.ve Reh.Hastanesi Baştabipliğinde 30.01.2003-05.02.2003 tarihleri arasında yatırılarak yapılan tedavisi sonunda 04.02.2003 gün ve 150 sayılı sağlık kurulu raporu ile <sağ dirsek eklem hareket sertliği+sağ kolda atrofi> tanısı konularak <58/B F1 Askerliğe elverişli değildir> kararı verildiği, bu raporun 28 Nisan 2003 tarihinde onanarak kesinleştiği daha sonra davacının müracaat ettiği Bursa Devlet Hastanesinde yapılan kontrolde 18.02.2003 tarih ve 889 sayılı raporuyla da <kol mahareti gerektiren işlerde çalışamaz, çalışma gücü kayıp oranı %20’dir kararı verildiği anlaşılmıştır.


İdare Hukuku İlkelerine ve T.C.Anayasasının 125 nci maddesine göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluğu hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru, ister kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın, idarenin hukuki sorumluluğu için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması, zararla eylem arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir. İlliyet bağının kesilmiş sayılması için zararın tümüyle hizmete ve idare tüzel kişiliğine yabancı unsurlarından doğması gerekmektedir.


Davacının kolunun kırılması neticesini doğuran olayın meydana gelmesinde hizmetin kurulması ve işletilmesinden doğan idareye atfı kabil bir hizmet kusurunun varlığı söz konusu değil ise de; davacının bir kamu hizmeti olduğunda şüphe bulunmayan askerlik görevi sırasında muhafızlık yapmak üzere görevlendirildiği bir anda askeri araçtan indikten sonra yerlerin mevsim ve doğa şartları nedeni ile buzlu olması nedeni ile kayarak düşmesi ile meydana gelen kolunun kırılması olayında, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunduğu, söz konusu zararın kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince davalı idarece karşılanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Elinde tüfeği ve mühimmatları ile muhafızlık görevinin icrası sırasında elinde olmayan sebeplerle meydana gelen olayda davacının herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır.


Mahkememizin yerleşik içtihatları uyarınca Emekli Sandığı iştirakçisi olmayan kişilerin kamu hizmetinin ifası sırasında sakatlanmaları halinde kendilerine T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce bağlanan aylıklar ile ödenen tütün ikramiyeleri, olay sebebiyle sağlanan yarar kabul edilerek maddi zararlardan düşüldüğünden, maddi tazminat isteminde bulunan davacıya aylık bağlanıp bağlanmadığı, tütün ikramiyesi ödenip ödenmediği araştırılmış, T.C.Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 16.08.2006 tarih ve B.07.1.EMS.0.10.01.01./80.111.146 sayılı yazısından; davacının vazife malullüğünün Yönetim Kurulunun 26.05.2006 tarih ve 275 sayılı kararı ile kabul edilmesi üzerine Genel Müdürlüğün 19.07.2006 tarih ve 481563 sayılı işlemi ile 01 Temmuz 2004 tarihinden itibaren 6 ncı derece Türk Silahlı Kuvvetleri vazife malullüğü aylığı olarak 584.170.000 TL aylık bağlandığı, bağlanan bu aylıkların değişen katsayılar itibariyle yükseltilerek en son 01 Temmuz 2006 tarihi itibariyle 690,82 YTL.’ye yükseltildiği, diğer taraftan ilgiliye 5434 Sayılı Kanunun Ek 79 uncu maddesi uyarınca 2004 yılı için 6 aylık 441,10 YTL.,2005 yılı için 12 aylık 938,30 YTL. ek ödeme tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.


Maddi tazminat isteminde bulunan davacının maddi zararlarının, sağladığı yararla karşılanıp karşılanmadığının, karşılanmamışsa karşılanmayan zarar miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.


Re’sen seçilen bilirkişi tarafından düzenlenerek Mahkememize ibraz edilen 02.11.2006 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 78.591,00 YTL. gerçek maddi zararına karşılık 200.385,00 YTL. maddi yarar sağladığı, bu nedenle maddi hakedişinin mevcut olmadığı bildirilmiştir.
Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz edilmemiştir.


Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporu, Mahkememizce kabul edilen kıstaslara ve ilmi verilerek uygun bulunduğundan bilirkişi raporu doğrultusunda uygulama yapılarak maddi tazminata hükmolunmamıştır.


Davacıya olay sebebiyle duyduğu ve ömür boyu duyacağı acı ve ızdırabını kısmen de olsa karşılayabilmek amacıyla olayın meydana geliş şekli, tarihi, davacının askerlik statüsü, sosyal durumu paranın alım gücü ve işletilecek yasal faiz dikkate alınarak davacı vekilinin istemi gibi rapor onay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte manevi tazminat verilmesi kabul edilmiştir.


Dava duruşmalı görülmüş ve davacının maddi tazminat istemi reddedilmiş ise de, bu red hususu davacının isteminde haksız oluşundan değil, haklı görülen talebinin T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce bağlanan aylık ve ödenen tütün ikramiyesi gibi gelirlerinin maddi zararlarından mahsup edilmesi sonucu geriye hükmedilecek bir miktar kalmamasına dayandığından, davanın açıldığı 03.12.2003 tarihinde davacıya vazife malullüğü aylığı bağlanmadığı ve tütün ikramiyesi ödenmediği, davacının aylık bağlanması hususundaki T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün işlemini beklediği taktirde dava açma süresinin geçirileceği, dava açılmasının hukuki zorunluluk olarak belirmesi dikkate alınarak reddedilen maddi tazminat bakımından avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ilişkin davalı idare isteminin reddi cihetine gidilmiştir.


Açıklanan nedenlerle;
1. Bilirkişi raporu uyarınca Davacı ………………..’ın, MADDİ TAZMİNAT isteminin REDDİNE,


2. Davacı …………………….’a takdiren 7.000,00 YTL.(YEDİBİNYENİTÜRKLİRASI) MANEVİ TAZMİNAT VERİLMESİNE, fazlaya ait isteminin REDDİNE,


3. Hükmedilen manevi tazminat miktarına davacı vekilinin istemi gibi rapor onay tarihi olan 28.04.2003 tarihinden 31.12.2003 tarihine kadar yıllık %30 (YÜZDEOTUZ) 01 Ocak 2004 tarihinden 31 Aralık 2004 tarihine kadar yıllık %15 (YÜZDEONBEŞ), 01 Ocak 2005 tarihinden 31 Aralık 2005 tarihine kadar yıllık %12 (YÜZDEONİKİ), 01 Ocak 2006 tarihinden ödeme tarihine kadar yıllık %9 (YÜZDEDOKUZ) yasal faiz YÜRÜTÜLMESİNE,


4. 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanununun 71 nci maddesi uyarınca yargılama giderlerini DAVALI İDAYE YÜKLETİLMESİNE, ancak 792 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf tutulan davalı idare aleyhine HARCA HÜKMEDİLMESİNE YER OLMADIĞINA,


5. 492 sayılı harçlar kanunu uyarınca davacı tarafından peşin yatırılan 485,95 YTL.(DÖRTYÜZSEKSENBEŞYENİTÜRKLİRASI) harcın istemi halinde DAVACIYA İADESİNE,


6. Davacı tarafından peşin yatırılan ve sarf edilen 111,50 YTL. posta giderinin davalı idareden alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,


7. Davacı tarafından peşin yatırılan ve sarfedilen 120,00 YTL. bilirkişi ücretinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,


8. Dava duruşmalı görüldüğünden hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Askeri Ücret Tarifesi uyarınca hesabedilen 840,00 YTL.(SEKİZYÜZKIRKYENİTÜRKLİRASI) avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları